5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1994
Okunma

ağlayan yüzün yağmurlu bir akdeniz
eski ve eskimeyen
deniz gelincikleri gördüm. gözlerinden aşağıya inince
gözlerinden düşüyorum bakmasın kimse
dönüp almasın beni yerden. kimse
kar yağar örter üzerimi
kirliyim biraz.
üzülmesin
kimse.
hani kuş olur ya bazen insan düşer bir anıya
inceldiğim yerdi gözlerin. viva
ne şenlikti ama. göğün sonsuz bir ova
senindi. sevişmendi. bir daha. viva
seninle komşu olmak bile
ne kadar güzeldi oysa adalya. omzunla..
dağlardan iniyorum adalya. kente girince yaz
erguvanları geçince. sen
şaşırmıyorum
durup coğrafyanı tanımlıyorum; eğilip bakıyorum usulca
otuzaltı ve otuzyedi küsur doğu boylamları arasında menekşe tarlaları bulutların ve...
görüyorum. genişsin. yirmibinsekizyüzonbeşmetrekare kadar güzelsin.
güneş doğuyor ve batıyor sende. ay bile..
düşeyim adalya..
günaydın öpücüğündeki arsızlığa düşeyim. kendini bilmezliğe.
nereden öpeceğini bilmezliğe.
kurtların kanlı dişlerine ya reddedilmiş senfoniye..
kalkıp yola düşeyim. eskimediyse o şarkıçağırayım
kan tutmuş gibi gideyim. ve boynudan öpeyim diye.
diye
söylene söylene
bedenimi sereyim ağzının ortayerine
çok öpsün çok öpsünde varsa ayıp yerlerim bitsin diye
ölmüşsem ağzından ambrosia içeyim. dirileyim.
bir daha hiç ölmeyeyim. seveyim diye. bir sevgilim olsun.
kendisince güzel bir kız çocuğu doğursun diye. doğurdukça çoğalalım
çoğaldıkça sevişelim. seviştikçe yine bölünelim
hücre hücre örgütlenelim.
daha bitmeden yaz sana geliyorum adalya
kentlerin o rüsva yalnızlığından
oradaki sonsuz insan uğultusundan
geliyordum ve erguvanları geçince. sen.
5.0
100% (1)