3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1675
Okunma

ben ne aldım gözlerinden
ne kaçamak öpüşler
ne düşlerde uzun öpüşler
uzandım demek
boynumu uzattım
öpüşe ve kılıca
hiçbir bağım yok yaşamla
ben bir şakayım artık
kimsenin gülmediği
fazlayım gidiyorum
neyin var diyor rüzgar
tuhafsın..tuhafım..
eskiden de yorgundum
şimdi tükendim
ayrılık zamanı..
kum tanesi ve çöl
zaman ve çöl
arada kısa şiirler
son evlerindeyim köyün
masal çocuklarına kaçış
umar da bitti kent de
dilersen bellekle yaşam arasında öl
geride aksak birkaç şiir
bahçede yediveren kokusu
basamakların sonunda
uzun bir şiir
falanca hanım telefonda
şiirler kum taneleri
yaşam kanlı göl.
soluk alıyor muyum
çoğalıyor muyum azalıyor mu
kesin değil hatlarım
keşke söz verebilsem
peşimdeki gölgelere
tanrının temsilcilerine
çölün kurtarıcım olduğunu
ne annem ne akrabalarım
ne kentim ne insanlarım var
seni yaşamım boyunca
atmaya çalıştım yüreğimden
savaşı yitirdim boyun eğiyorum
bütün yolları denedim
bütün anıları söküp attım
yine sen kaldın geride..
toprağın zilleri çalıyor bugün
baharın altında güneş
bağırmalıyım
gözbebeklerin geçsin diye çekildim
ardımda paslı sürgüler
çarmıhlar yok henüz
kumla dolu ayrıntılar
kaygıdan bir adam oldum
kesişme noktası dar
yüzyıllar geçti açıktan
ben orada kaldım
yalnızım
..........çığlığımda geçti benden
.....................pandora’nın kutusuyum ar/tık
......................................bir yılan gölgesi enkazım..
fotoğraf: Nasuh Mahruki