Bir duvar vardı aramızda, ben kundak sanmıştım sarındım resmine
Meğerse mezarlarmış…
-İç kanama-
o ara gittin tarazlandı heveslerim kalakaldı parmakları kökünden kesilmiş bir ressam neyi çizebilir kahvenin telvesinde göz kapaklarını söndürmüşken kül tablosunda
karanlık sana ışık/sızlar arılık sana şiirde duruluk sana yanaşır dağılırken bütün vapurlar sazlıklara adın fısıldadım körledi bütün neyler
sen piyanonun tuşuna takvim diyen kadın su/sarsın etrafını penceren deniz bile görmüyor ancak tencere sesi alır yalnızlığının boşluğunu yerine ölmüş çiçekler bırakır bir de kedi güvelenir yoksa merdivenin
-iç ses-
sana adadığım şiiri biliyor musun?
ayrık otuna dem tadında aymazca sevişin martılar ne de olsa çığlığınıza doğarken tuz basıldı bir de sürgün rengisiniz beyhude zaman tanrıçası adın bir kolyenin kırılan yeri kanayan efkar
-iç geçirme-
har küfesinde ölü ev kilimi taşınıyor bir yanım onla bir bir gramofon hastalıklı nefesi ile öksürüyor neredesin duvarın öte yakası can çekişen nameler perisi içimin kandili söndü seher kırığı yer buldu gözümün
K.Y.
Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ateşte eriyen sesime sen de dokun…/yanma bir küle gizlenmiş kızıla… yaralarını öpebilir misin makastan kayan tren yolcularının? ben ilk kez..ilk kez bu kadar yakınım sislerine hayatın... ''duvarın öte yakası''...(içimde bir tren makas değiştirdi...)
ve göz göze geldik sekansında...
sanki bir kere daha toprağından koklamış gibiyim...
''Van - garipler mezarlığı-''
daha önce geçmiş gitmiş gibiyim …eteğimden döktüğüm kırıntılardan belli… şimdi avcumdan bir kum tanesi gibi süzülen ...tam da,kızıl damarımdan akıp gelen…
şiirdeyim..
/salar haberini, vurur da yüreğe sonra biraz tuz,biraz toprak değdikçe avcun çizgisine hüznün kıyısına eğilir yüzümüz önce anılarımız gider sürükleyip bakışlarımızı peşi sıra./
sevgiyle...
Gönül Çakı tarafından 9/3/2008 4:19:04 PM zamanında düzenlenmiştir.
sen piyanonun tuşuna takvim diyen kadın ..... su/sarsın etrafını penceren deniz bile görmüyor ancak tencere sesi alır yalnızlığının boşluğunu yerine ölmüş çiçekler bırakır bir de kedi güvelenir yoksa merdivenin .......
Hani konuşmak bazen mümkün değil...ayna mıdır bu şair şiir değil de....
sakın kırma bu aynayı emi yedi yıl uğursuzluk getirebilir bir kadına...
... iki yaka sürgün gözlerine iki yaka denk gelmek için ne çok sevdi seni sen yakarken ellerinle uzaklaşan mevsimlerin dönüş direncini o dizlerinde toplanacak kan ile çizecek seni kör kuyunun dibinde bir tekerleme -söyler çocuk- iki yakan duvarda atla duvardan aynaya ayna sen boyunda gördüğün hep rüya...
...kibrit alevi ömrün başkalarını yakacak sanıyorsun değil mi!...
har küfesinde ölü ev kilimi taşınıyor bir yanım onla bir bir gramofon hastalıklı nefesi ile öksürüyor
güzel anlatım şirleriniz he rgeçen gn daha derin çağrışımlarla zenginleşiyor veya bana öyle geliyor şiirleinizi yeterince bilmediğimden Sağlıcakla kalınız
ve kadın eğilip merdivenine bırakılan ölmüş çiçekleri alır sarar bağrına kedi bacaklarına dolanır sessizce oturur basamaklara gözü denizlere dalar dalar ve usul usul dinler denizden gelen melodiyi ispanyol bir kadının çığlığına karışır hıçkırıkları sis çöker göz gözü görmez ve aralanır sonra yeniden aydınlanır merdivende ölü çiçekler ve kadının sandaletleri kalmıştır kedi şaşkın miyavlamaktadır kenarında denizin ressam tablosundan kaldırıp başını pencereden kediye bakar söndürüp sigarasını kül tablosunda aşağı iner merdivenlerdeki çiçeklerin üzerine basıp sahile gider... perde kapanır...
Sevgiyle
Atticus Finch tarafından 9/2/2008 2:23:03 AM zamanında düzenlenmiştir.
sen piyanonun tuşuna takvim diyen kadın su/sarsın etrafını penceren deniz bile görmüyor ancak tencere sesi alır yalnızlığının boşluğunu yerine ölmüş çiçekler bırakır bir de kedi güvelenir yoksa merdivenin
gerçekten geceye damga vurmuş bu şiir bütünüyle mükemmel...tebrikler...
parmakları kökünden kesilmiş bir ressam neyi çizebilir kahvenin telvesinde göz kapaklarını söndürmüşken kül tablosunda
Hani şairim olur ya, bazen bir kaç mısra okursunuz, yazılan binlerce şiire bedeldir. Telvede resim ve kül tablosu (kül tablası) kulllanımını görünce ve şiiri bütün olarak da hazmedince kıskandım, bunu ben yazmalıydım dedim:)
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.