7
Yorum
30
Beğeni
0,0
Puan
1211
Okunma

bir karkamış masalıydı anılarda yaşananlar.
dolu dizgin geçen o yıllar.
ve onca zaman.
dikenli taşlı yollarında yürüyen bendim
o bendim
bakıyorum şimdi her fırsatta uzun,uzun.
geçtiğim o yerlere
cadde ve sokaklarındaki o renklilik kalmamış.
yok artık.
unutulmuş çok şeyler
o yılların hesabını tutan bendim
bendim o
ayakta dimdik duran eski taş evlerin azalmış.
uzun boylu selvi ağaçların da öyle.
taş duvarlı evlerin kalmamış artık.
asırlardır gözyaşlarını saklayan o duvarlar
o beyaz taş duvarlar yok artık.
o eski insanları gibi.
göçüp gittiler birer,birer.
durmadan yanan o ateş bendim
bendim o duman.
savrulup giden o kül bendim.
bendim o.
köşelerde ağlayan o gözler benimdi.
benimdi o kıraç tarlalarda dolaşan ayaklar.
diken batan o eller benimdi.
bendim o acıları yaşayan
geçip giderken o yıllar.
taşlı yollarda gizli kalan anılar
o yorgun beden benimdi.
benimdi o ayaklar.
gelecek diye umutla beklediklerim
belki de hiç gelmeyecekler.
düşe kalka buralara gelen o bendim
sarıldığım o güçtü beni ayakta tutan
yıkıldığım yerden kalkan bendim
bendim o
sırlı camdan yansıyan o gerçekler benimdi.
yılların hesabını tutan dilsiz ayna.
yanındaki şah-meran
cansız cam parçası.
hafıza kaybı yaşarken bile.
takvimdeki anılarda yazılan sendin
o sendin"karkamış"
hala ayakta dimdik duran üç beş şeyin var.
buğulu gözlerindeki sır bizimdi
masum bakışların arasında akan gözyaşları bizimdi.
sırrımızı saklayan o gözler bizim
o bizdik işte
ateş bizdik
bizdik duman.
savrulurken küller.
o kül bizimdi.
bizdik o
gözün gördüğü gerçek.
*
Mehmet Demir
11.07.2021 Ankara