4
Yorum
24
Beğeni
5,0
Puan
976
Okunma
Terk edilmiş kendi avlusuna bir kadınım
Ve bu güne kadar karınca iniltisinde taşıdım bütün haksızlıkları
can kırıklarını.
Hep bir şiire avuç açtım ve sana
Sokaklar yoranım idi;en çokta yürek boşlukları
Yük değilim ki kim sevmelerime
lakin edebi saygınlık gereği
Bu son halime şikâyetini kısa tutan arzuhalciyim
Duygu emeğime atılan on kuruş üflenip kırk pula sayılınca
Asıl o zaman uçtu gönül kuşlarım
Gökyüzü meraklı yüzlerin gri,
Sonrası aklanıp siyahın dip köşelerine çekilmen de vardı
Yine giderayak yaptın yapacağını erken düştün aklıma
Yemek masasında
Sımsıkı sarılmayı bekleyen üzüm yapraklarını görünce
Sen dolmayı etli seversin
birde
Sigara dumanında çok ziyan ediyormuşsun
Bence ondan da uzak dur!
benden değil...
Ruhuma iki akran ses, ya kanatlarını döven kuşlar oldu;
Yâda sırtı kamçılanan rüzgâr uğultusu
Bir kişiye düşüren kalbimin iç sesine kulak ver diyeceğim
dememe hakkım sende yine saklı kalsın
iyi mi olur?
belki dönerim bir semt pazarının yorgunluğunda sana..
Sevilmenin korkusu sevilmemenin korkusunu yana devirdi
ve sokağınin kaldırım taşları yüksek hep ayakaltı eziliyor
tıpkı bağrım gibi
Her şeyi ne geldim;
Nede gittiğime say o zamana
Ne diyem
Donkişot ve yel değirmeni hangi hikayeye ait idi;.?sence
az düşü hayra yor gibiyiz, seninle...!!!
18-06-2022
İST
5.0
100% (15)