10
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1574
Okunma
Seni çağırdım
-M-
Bu kıyametler bu ateşler ortası.
İnanmıyorsan
Ellerimde kül yarasıyla dokunduğum
Gözlerin de mi ?
Çam dallarında bıraktığım çığlık.
( Bu da mı yalan ? )
Göğün sakladığı ses.
Üşüyen kollarının mevsimi.
Demek ki buymuş -M-
İçimin nasıl üşüdüğü
Demek ki -M-
Aşk suyun yüzü kadar
Yalan.
Nasıl ki bir dalga
Hayat diye dolanmış tenimde
Yıllarca adın diye kör oldum .
Sarışın kadınların söylediği
Az ötede mırıldanan
Masmavi denizlerin gelip geçiciliği .
Nasıl ki ellerin şimdi
yok yanımda
O zaman
Öyle olsun
-M-
Bu sefer ...
Bu sefer yangın yeri olmadığın
Her gün .
( Kor oldum )
-M-
Ben çok kötüyüm.
Buluşamadığımız eski duvarların önünde
Asla öpüşemediğimiz ...
Bir şey bekliyorum.
İkimizden biri
Çıkıp gelir
Gideriz diye.
Ama sen ...
Gelme.
(Sana kim dokundu -M-
Biliyor musun ?
Beni bırak.)
İşini bilen adamlar
Sarmaşık kokusunu
Bilmezler.
Gözyaşı kokusunu ...
Bilmezler -M-
Biliyorsun.
Çok aşık oldum
Uçurum kenarlarında
Bir öpücük nefesinden
Bir git sesinden
Ölürüm.
-M-
Belki ellerimin kül yarasıyla
Hatırlanırım diye
Hep yalan olduğunu bildiğim
Ama vazgeçemediğim
Tertemiz bir sabahın
Allah’la başlayan dualarımın
Ve adının
Yanındayım.
Eğer düşeceksen
Bu dünyanın alçaklığından
Düş
-M-
Ölmezsin.