19
Yorum
69
Beğeni
0,0
Puan
1325
Okunma


I.
Melih Cevdet ile otursaydım
Turgut ile ya da Edip ile
aynı kahvede yahut sahilde
-hatta dil bilseydim
Bukowski ile mesela Lorca ile-
daha güzel öpüşemezdim evet
ama daha güzel şiirler yazabilirdim
Olmadı kopya çekerdim
Ve sen eminim
yüzümün kızarmasından
o şiiri benim yazmadığımı bilirdin
II.
Her sabah görüyorum durakta
Saat hiç değişmiyor
-saçları değişiyor
bazen ayakkabıları da-
Sana benzetiyorum onu
özellikle çantasını tutarken sıkı sıkıya
Bekliyor diye geçiriyorum içimden
Aşkı bekliyor
Gülmeyi
Talihinin yaver gitmesini
Belki de hiç birini beklemiyor
Sadece evet sadece
otobüsün gelmesini
III.
Ben trenleri sevmem bilirsin
tek seferde
çok ayrılık taşıyorlar diye
Gemileri ve uçakları da sevmem
aynı sebeple
Bu aralar çok fazla
tren sesine denk geliyorum
Kırmızı kazağın geliyor aklıma
ve o zor taşıdığım bavulun…
IV.
Doktora gittim dün
Boğazıma baktı “Terkedilmişsin” dedi
Hayret dedim hıçkırarak da ağlamamıştım
Hatta ilk terkedilişlerime nazaran
az bile ağladım
Ben bilmem dedi
elveda boğazına takılı kalmış
Yutamamışsın…
V.
Bir balkonda kahve keyfim kalmıştı
-doktordan sonra- içine edilmedik
Sarmaşık diyorum
nasıl da sarılıyor balkon demirine
Yüzüme bir şey söylemek ister gibi
bakarak bir de dik dik
Yalan yok
Benden iyi sarılma konusunda
Ben sarılamadım böyle
ne sana ne hayata…
VI.
Bir sela bu sabah 10.00 gibi
Mualla teyze ve Rüstem amcanın
az bir arayla -neredeyse el ele-
miş’li geçmiş zamana gittiklerini haber verdi
Hiçbir şeyin önemi yok diye düşündüm
Sen de tutma artık dünün çetelesini
Düşünsene dönmemişsin
Ve o sela bir gün beni
ve uzaklardaki seni…
220621Râzı