3
Yorum
32
Beğeni
0,0
Puan
783
Okunma

Yanılıyorsun ağzı sıkı sıkıya kapatılmış olsa da
hiçbir bavul dilsiz değildir
Belki izi kalmaz diye
birkaç kısa cümle kurarak gittin
Bu haksızlık sevgilim
Baktığın bütün aynalarda yüzün iz bırakmadı mı
Ya yelkovanın bıraktığı izler
emerken hani göğsünü zamanın
Ki gözyaşı gibidir de onlar
saklayamazsın
Her şey iz bırakır kaçınılmazdır bu
Sıkılmış bir yumruk iz bırakır
yada göğe açılmış avuç içleri
duadan sonra
Bir silgi gezdiği tüm satırlarda
Elest her doğanın fıtratında
Tolstoy bir tren garında iz bırakmadı mı
ve Niçe migrenli kelamıyla Tanrı ile savaşında
Sen seversin
peşinde koşmayı
kahve telvesinin bıraktığı izlerin
Dudaklarındaki diş izlerini gördüm
Kim bilir kaç kez ısırdın
söylemesinler diye gittiğin adresi
Kader diye bir şey var
ne yaparsan yap izi ize bağlayan
hep unutuyorsun sevgili
Her şey biraz da izinden tanınır
Günlükler hapishane pencereleri
volta atılmış yollar
Cami avluları koparılmış çiçekler
yaslanılmış duvarlar
İyi dilekler küfürler beddualar
çay lekesi yağmur damlası
ve göçmen kuşlar…
Neredeyse yırtılacak denizde
dengesini kaybetmiş kayıklar iz bırakır
Üçüncü sayfa cinayet haberleri
-hem de duvar çivisi gibi- vicdanlarda
ve kimsesiz kalışını en iyi tanıyan
meşum sessizlik odalarda
Tüketilmiş hazlar çarşaflarda iz bırakır
Şişeler de
akşamdan kalmanın ağrısı eşliğinde
-Hatırlamadığın konuşmaları toplasa da meyhaneci
şahit kalmasın diye
İz kalır
masada bardakta yada kapının önünde-
Haşim Neyzen Virginia iz bırakır
Çölün sonsuzluğunda sabırla yürüyen kervanlar
Hayal kuran çocuklar
ve kutsal kitaplar
Hatırlarsın
o ahşap iskelede bıraktığımız izlere
nasıl da merakla üşüşürdü balıklar
Ah ki tenimde açtığın yaralar da
seni unutmamam için
iz bırakacak şimdi
İlk merhaba
ilk öpüşme izi gibi
Bu haksızlık sevgili
Özgür SARAÇ / Râzı