I.
Allah cezasını versin
tüm kolay taşınan bavulların!

II.
Ah bu acı!
Keşke seçebilseydim
-Daphne gibi-
herhangi bir ağaç olmayı

III.
O salıncağa dediğin gibi
arada bir gelsen
Nasılsın? diye sorsan
olmaz mı

IV.
Elvedadan kurşun olmaz
abartma demiştin ya
Gel de gör
Her gece
nasıl da şık duruyor şakağımda

V.
Sahi
giderken
öptüğün yerlerimi
neden küstürdün ki?

VI.
(Ara Not)
Sen o elbisenin düğmelerini
benim kadar kolay çözemezsin
Boşuna uğraşıyorsun
perdeler şahidim

VII.
Senin
hüznü anlatırken bile
güzeldi sesin

VIII.
Sence de ilginç değil mi
sisin
kocaman bir şehri
saklayabiliyorken koynunda
dokunamaması
içimdeki yaraya?

IX.
Her şey morken
-özellikle ağzında şairlerin-
sen neden
siyah beyaz gittin?

X.
Sanki o otobüs
anahtarıydı kollarımın
Bir daha kimseye sarılamadım

XI.
Hani belki diyorum
Belki
gelecek sene bu mevsimde
o şehri
şikayet etmek için
dönersin geri

XII.
Bazı perdeler isyana teşvik ediyor
biliyor muydun?
Bazılarıysa
arkasına saklanmak için
yapılmış sanki

XIII.
“Becerebilirsen sek sek oynamayı
çizgilerine basmadan
o kaldırım taşlarının
Ayrılmayız
ve bir de öpücük alırsın”
dememiş miydin kadınım?

XIV.
O sadist topuklularını bile özledim
Kaç taneydi
sekiz mi?

XV.
Eylül gibisin
Hem rengimi çalıyor
hem beni suçluyorsun

XVI.
Ğ
gibidir kalanların durumu
Kimse
ilk koltuğu vermez ona
kalbinde

XVII.
Silsem yüzünü yüzümden
ne çare
Gölgesi
kalır illaki

XVIII.
Sen
zaten
noktayı hep
çok uzaklarda bir yerlere koyuyordun
benimle konuşurken

XIX.
Güzel yaşlanamayacağım
senin yüzünden
Dökülen yapraklar gibi
geçip gideceğim
bu alemden

XX.
Ah!
Aşktan vazgeçip
okeye de merak saramıyorum ki

XXI.
Aklıma gelmiyor değil
ara sıra
Eline fırsat geçse
zalim tanrıçalardan
hangisi olurdun
acaba?

XXII.
(Son Not)
Hani bir gece şapkanı asmıştın portmantoya
Elindeki çiçeğin yüzü düşmüştü
beni de asacak korkusuyla
O çiçeğe benziyor gittikçe yüzüm
sensiz uyandığım
her “gün telaşı”nda



Özgür SARAÇ / Râzı