1
Yorum
26
Beğeni
0,0
Puan
550
Okunma

Katilimi öpüp durmakmış tüm yaptığım benim
Ben senin şans için
sağımdan yürümeni seviyordum
Gözlüğünü eteğine silmeni
Fileli çoraplarınla dolmuşa binmeni
Kapalı havalarda ayarı bozulan mimiklerini seviyordum
Deniz kabuğu toplarken sevincini
Midye yiyişini
İstediğin sonla bitmeyen hikayelerin
orasından burasından kesmeni
Sanki kanatlarını saklamış melektin
Bir gün “İsmimin harflerini çıkarınca
alfabede yirmi dört harf daha kalıyor
idare edebilirsin” deyip gittin
Anlamalıydım kot pantolonun F’ye çok yakıştığını
düşündüğün o gün gelip benim etimi dişlediğinde
Fikrimi almadan sarışın olduğunda
Sadece terlemek istediğin zamanlar seni seviyorum dediğinde
-ki sonra gider cebinde gezdirdiğin isimlerle dedikodu ederdin-
Melek olsan hiç günaha girer miydin
Kolonyalı mendille özenerek silerken ayakkabılarını
İncitmek istemiyor gibi tutarken çay bardaklarını
Yaralarım benim ah
annem olmasa hep açıktaydı
Git derdi
babam bilse
git yak onun meşum şehrini
Belli ki aklında gitmek hep vardı senin
O yüzden bacağında sigara saran kadınlardan bahsedip durdun
Yakamozların bilimsel açıklamasına takıldın
Tanrıça oluşuna delilmiş gibi
boynunun kokusuna kendini feda edenlerin ismini saydın
O zamanlar sen benim
darağacındaki son arzummuşsun gibi düşünürdüm
Kaderin bana yazdığı kör kurşun
Meğer oyalanman için önünde duran
yapboz oyununmuşum
Gittiğin o gün
içimdeki çocuğun sesinin
uğultulu geldiğini de söylemiştin
-o çocuk ölmesin diye Uçan Kaz’ı baştan izledim biliyor musun-
Ne olurdu eski şişe zafer gazozuna
Siyah önlük beyaz yakasına
Bilyelerine bayramlık sevinçlerine
el sürmeden gitseydin
Uzun süre kendimi intihar seçeneklerini
denerken hayal ettim
Hiçbiri yakışmadı üzerime
yine de içlerinden en afili olanı
“seni unutmayı” seçtim
……….
Özgür SARAÇ / Râzı