18
Yorum
105
Beğeni
0,0
Puan
1592
Okunma

Gün, fillerin sessizliğinde
Adamlar kış ağacında şahlanırmış
Kadınların coşkusu meşale
Ortalık gök gürültüsü
Ellerim gökyüzüne uçmaya hazır
Uyanmakta ebabil kuşları
Yanıktır doğunun ezgisi
Kuru toprağa düşerken yağmur
Şehrin kapıları sokaklara açıldı
Ardına bıraksan da tatlı dilini
Pişmanlık duymaz kartal
Denizdeki dalgaların birbirine çarpışında
Yürek sesi duyulur
Naz ede dursun yosun gözlü balıklar
Sana geldim, ayrılık vaktini bekleyen yolcu
Göğsüne düşen, oymaların içene
Anne sütünü saklayacaklar
Bırak yıldızların uzun saçlarını
Kıyı boyunca rüzgârın serpintisi sinsin üstüne
Toz içinde zamanın aynası
Suların rençperi söz aldığında
Kadrajında yer tutsam azık almadan
Bir perde, dövecek yalçın kayalıkları
Göz göze geldiğim takvim mayısa denkti
Pencere, Mevlâna’nın önünde semaha döner
Evrene dağıtıldı, tasasız sabahlar
Üsküdar o kadar berrak ki kilit vurmayın
Uzun uzun içinden geçeni okudum
Saçların ensende yüzgörümlüğü
Kadınlar gülüşürken meyve ağaçları tomurcuklanırmış.
Ümmühan YILDIZ