7
Yorum
26
Beğeni
5,0
Puan
435
Okunma
Tan ağarmasıyla topuk ucuna basıp
geliyor hasret-keşane
Hislerim hiçbir zaman
alışkın değildi onu mihman gibi
başköşeye koyup ağırlamaya.
Bu sefer ne olduysa bilmemekle beraber,
çay demleme ayaklarına yatıyor
İki hüzün kırıyorum tavaya
zeytin ekmeğe kör bakıp
altlı üstlü bir kızmışım ki hiç sorma
Keyfim yok eskisi gibi bir şiir tınısına
tuz tortusu ile aralanır kirpiklerim
Sızı durmaksızın göç eyler sağ tarafımdan
sol tarafıma doğru
ve okuyup yazdığıma dönüp bakacak yüzüm yok
Dağınık odamın penceresine kir tıslıyor kuşlar
bir uçuş yerde;bir uçuş gökte
ne vakit yuttular ekmek kırıntılarını
Havadan, sudan sohbetleri pazar akşamına bırakmayı severim
sen gelesi saatleri de
aşk ve ateş icadına
Yüreğim, pişirmeye çalıştığım musakka yanık kokuyor
Emsali cehennem gibi
Ayağıma dolanıyor bugün şehrin sessizliği
sokakta mendil satan çocukların yanağına
elma şekeri yapışmış
öyle ki mahzun
eyle ki tanıdık al al verme kimseye dersin
Haraca kesilmişim
kimsesizlik minare boylarına yükselir
Yere düşenin halini ;elbet ki yere düşen anlar
ve inancına hep tek
yoldaş olduğun vakitleri tükettik
artık hiç yoksun!..
28-02-2021
ist
5.0
100% (16)