0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
1429
Okunma

Bir sınır telinin, vazgeçilmezliği sende !
Bulutsuz yağmurun, imkansızlığı bende !
Ya da, şafağın beklediği sancısız bir doğum !
Yok işte !
Ben ki, akşamım
Sen ki, gece
Ardından gelirim/sessizce
Yan-yana getirmez zaman
Öyle bir acısın ki ; Boğum boğum !
Başkaldırıp gelmişe/geçmişe
Uğruna amâd olduğum !
Kül (!) Ateşten miras !
Su (!) Demirden kızgın !
Umut (!) Tükenmeye inat !
Bekle !
Bekle der zerdüşt !
Varsın/kaçsın
Yolu, bir gün sana/düşer elbette !
Keşke iki
Sessizlik üç
Sensizlik kaç hece ?
Zamanın ardından tutulan yas
Anlatır mı pişmanlığı/yeterince ?
Ya da, kevser içilen tas
Kırılır mı/sıra bana gelince ?
Uyut !
Gel de uyut beni şimdi/koynunda !
Sancısız bir şafak doğuracaksan/ey gece !
Ya da düş yıldızlardan umut
Düş/vuçlarıma hece hece
Su ateşe kızgın !
Örs çekice
Demir neylesin
Yüreğin ateş
Yüreğim su
Gözlerin çekiç
Gözlerim örs
Aklım demir olmuş
Vur ha vur !
İzinde adın kalır
Tozunda tadın
Bir şekle koyamadan
Bedenim erimekte
Her vuruşta müstesna
Sana eğilmekte
İki dağ var aramızda
Birinin adı tanrı
Diğerinin gâvur !
Hangisini aşmalı sana varmak için !
Varıp da, sen de kalmak !
Kalıp da, senle yanmak için !
İbrahim Önüç
5.0
100% (3)