1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
498
Okunma
YİTİK CENNET
Yitik bir cennet gibi yüreğim
Çiçekleri solmaya durmuş
Irmaklarıysa kurumuş
Hangi duanın, Amin’inde saklıydım
Ya da , hangi günah ayan etti beni
Bilmiyorum
Düştüğüm yer değilmiş, kaderin rahmi
Yüreğinmiş
Çok uzun sürdü bu sancı
Hazırladıysan eğer kefenimi
Doğur beni
Kolay mı beklemek
Gece ile gündüzün buluştuğu yerde
Bir geliş ve bir gidişe şahitlik ederek
Hangi beyaz, karalar giymek ister
Matemin özleminin aksine
Hayallerini, rengine hapsederek
Oysa ben
Her gece üstünü örtüyorum ki, bütün renklerin
Gök kuşağı kirlenmesin diye
Hani, kör numarası yapan dilenci gibi
Bakıyorum gözlerine
Sen ne verirsen ver
Benim yüreğim, avucumun içinde
Sunmaya hazırım
Kabul olması beklenen
Dua diye
Sığınacak bir liman değil, demir atmak isteğim
Karaya vurup, kıyılarına sürüklenmek, belki de
Ya da batıp kaybolmak, derinliklerde
Kim yas tutar, bir zavallı öldüğünde
Kim yağmur sağar bulutlardan
Gözlerinden süzülsün diye
Kolay mı beklemek
Belkilere sığdırılmış bir sevgiyle
Ey kahin
Şimdi söyle
Asırlar mı geçmesi gerekiyor, bu bekleyişle
Hangi yıldızın arkasına sakladın, o müjdeyi
Anlat
Düştüğüm rahmin, kaderi ne
Yoksa, ne işe yarar o küre
Oysa bir geliş
Aydınlatacak bütün renkleri
Ve yakacak yeniden külleri
Dile gelirken ırmaklarımda sular
Ilık bir rüzgar, okşayacak çiçekleri
Yitik bir cennet gibi
Şimdi yüreğim
Çiçekleri solmaya durmuş
Irmaklarıysa kurumuş
Ve sancısız bir doğum bekliyor
Biliyorum
Kefenim hazırsa beni
İbrahim Önüç
5.0
100% (3)