0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
670
Okunma

Ey hancı ;
Yolum çok uzak !
Tütsün hele bacamız
Şu ocağa birkaç odun at !
Bir kahve getir ardından
Acısı bol/hatrı kırk yıl olanından
Bir de su ver
Kurtarmasa da beni/yangınlarımdan !
Unutulmuş bir türkünün
Yorgun nameleri gibiyim
Hangi ozan, sazına düşürür hecelerimi
Biraz içli
Biraz sıra dışı
Biraz da, dile yabancı bir deyiş/le
Aman ha !
Doluyum zaten,
Bir de sen bulunma, serzenişte !
De hele hancı ;
Haber var mı, en son giden kervandan
Bir kaç kuyu gördüm/yolum üstüydü
Dipsiz mi, dipsiz !
Karanlık mı, karanlık !
Üstünde bulutlara bağlı hayaller
Etrafında, göz yaşı izi vardı
Sebep aynı derler/kabuk tutmaz yarada
Bir "can acısıdır" kanayan
Neydi kim bilir ?
Dipsiz karanlığın sırrı
Ve nasıl bir acıydı, göz yaşlarında iz bırakan
Hangi sazın teline düşse de notalarım
Kimi ağıt der
Kimi deyiş !
Sonsuza kadar sürecek mi bu bekleyiş ?
Yollar uzun
Yar uzak
O umutlar yağsa diyorum, şimdi bulutlardan
Belki teselli bulur
Rüzgar eser vadilerimde
Gönül dağım da,dağılır duman
Ey hancı !
Nice hikayelere şahitlik ettin/bilirim
Her birinin "ahı" ayrı ayrı
Sebeplerden sebep seçtiren zaman
Kudret kalemine biat etse keşke !
Bir yastığın kaderini/yazmasa ayrı !...
Şimdi dipsiz kuyulardan çıkarıp o sırrı
Dağ başındaki bulutlara bağlamak istiyorum/umutla
Kar olup yağar
Buz tutar belki
Ve baharla, gelincikler dile gelir/bir damla su için
Der ki ; Ey dağların kar’ı
Şimdi erime vakti
İbrahim ÖNÜÇ
27 Kasım 2018
5.0
100% (4)