4
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
1068
Okunma

Susarak bekleyen teselli aşığına..
Durmuş bir saat
Kıpırtısız yeşil çimenler
Akmaktan vazgeçen gözyaşları
Bulutların himayesinde soğuyan kahveyi
Suskunluğun ateşinde harmanlıyordu
Yüreğinde kırağılaşan kimseler
Önce sevgi yumağı bilinip hırka diye örülürken
Çürüyen ipler ilmeklerden söküldü birer birer
Ve şimdi cezvenin kulpunu soğutan bir halde
Gecenin ayazında yalnızca dans ederler.
Henüz yeni doğan bir bebeğin kokusu kadar taze
Anlatamadığı, unutamadığı , acıları,
Seyrediyordu biriktikçe küf kokan hatıraları
Kırışık teninin çukurlarında saklı döktüğü gözyaşları.
Susuyordu benliğini karartan duvarlara
Sustukça parlıyordu gizem dolu bakışları
Gözlerini aralayıp baktığında titriyor satırları
Titriyor yalnızlığın bedelini öderken ağaran saçları
Titriyor hüznün yükünde beli bükülen umutları
Özlemin hıçkırıkları ile bezeli virgülü noktası …
Huzuru anımsatan yeni yıkanmış çamaşır kokuları
Dağıtıyor başında tüten ayrılık ateşinin dumanını
İzliyor kendinden yavaşça uzaklaşan bulutları
Merak ediyor yol alırken dinlendikleri durakları
Sabrın merhemi ile
Onarmayı düşlerken kırılan kanatlarını
Hayallerinin önündeki paslı demire
Konuyor sakince sarı kır güvercini
Selam getirmiş gibi izliyor gözlerinin en içini..
ZEYNEP SENA DOĞANTEKİN.
5.0
100% (11)