18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1098
Okunma
acıya dirilirim
zihninde
kendi mezarını kazmadan dönen şairin son sözüdür
tenimde erirken
kayan yıldızın sönen gözbağı
gömülüşünün dibine kırpılan saçlarımdan yastık yapıyorum karanlığa
dostum olsun
susumu sevdiğim anlar
yüzümü
dibine bastırarak gökyüzünün kovasının
zavallı ellerim ile camların ardına asarım
kurular ve giydiririm
esaretli güne
sözümde mil
dolaşır mızrak ucunda
gözbebeğimdeki denizde taşıyan karanfil
acırım
dolu dizgin kusmukla boyanırken hayat
süs olmadı diye şiirim şehrin yavşak ışıklı sohbetlerine
kovulurum
dost kirpiği okşar özümü
güneşi koynuna alır dağ
kavaklar titrer
hışırtısına ürperdim yaprağın rüzgarla öpüşmesinin
kazınır saçlarım
uçurumun dibinde kırık dallardan yatak kurar
hatıralara gardiyan bekleşmeler
göz kapaklarımda eski bir film
yaşamda ölmeyi
ölmede dirilme sayanlar düşçüsünün idamı
fotoğraflarda sararan hüzünler ayıklarken
göçerlerden en çok ölümü severim
yağmurunda hatıra yakar
şeytanıma yalvartmaz
ıslıktan yaptığım kırbaç şaklarken gölgemde
bileklerimi dağlamışken imgenin alevi
kapatarak dudağımın yelkenini rüzgara
dumanını içime sererim
dümen suyumda gri sürgün suret
sözüm suya değer isminle
göğüs çukurumda tuza bulanırım
halime aldırmadan
tenime dalar ishak kuşu
ömrüme okyanus eker
seni sürgün uzağa
K.Y.