9
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1184
Okunma
düşümün ölüm fikrinde kırıntılar
sesin uzak çığlığında fahişe bekleşmeleri
limanlarına düşer varoşlu denizlerin
yağmur giymiş entarisi
siler mavisini gökteki bulutun
grileşir sokak lambaları
saçaklarıma sokulur bahar
bir nefeslik yeşil için
vermem
islenir gözleri
papatya yaprağındaki çiğ damlası buzul gözün
içim ezilir
yaprağın uçurumundan düşerken karıncanın yuvasına
nilüferleri titrer gözlerimin
yosun tutar parmaklarım
bir istiridyenin mezarında
sokaklara atılır kadavram
üşür ölümün fikri
vazgeçer
sözler suya yazılır
aşklar bulut mürekkep
koy verir dudaklarını
çöplüğünde dayanır kalbinde derin bir nefesle
şiir süngüsü ile deşer sözünü
doğmak insan karanlığı içine
dünyayken öykü
leylek gagasında tünemek acziyetine yasak sevişmlerin
içinin yasal sureti iç cebindeyken
ay buluttan sıyırınca eteğini
dökülür kalçaları yüzüme
deniz üstü serilir bacakları
utanırım
süründürme kuvveti daha bulunmamış
aşk
daha çocuk kulağında kiraz
çatlarken yürek kabuğu
dünya içine alaçağı kurdu kefenliyor ölümleyerek
zorluyor yer kabuğunu inadına
devamı olmayan bir söylencenin yanık tırnakları
eksiye dönerken sayaç
iptal etmek zordur dönüşleri
bekleniyor arda kalan en son gün ışığı bile
sonu geldi
kementle dönümleri
gidimimi bensiz bırak
serilirken ölüm boğazına
in sesine verdiğim taydan
kanıma bastıgın ayaklarınla
dokun alnıma
ırağıma gideyim için kur dünyanın zembereğini
yak bütün lahitleri
kandili dilimde söndürdüğüm o yerde
dalganın gölgesine
esrik bir ağıt bırak
ağayım sesinin savk telinde
K.Y.