2
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
1321
Okunma
Adın yorulmuşsa çağrılmaktan
Bir hikayen olduğunu unut…
Kalbin bir duayı doğurmuyor Sırrısiyah
Nesebi kesilmiş sevinçlerin akşamında
Gün saçlarında sönmüş.
Küllenmiş bir yangından sesin kalmış geriye
Sesinde diriliyor yılların ölüsü.
Su taşıyor harflerin bir yandan köklerime
Bir yandan dallarımı kesiyor susuşların.
Ağzında bir kuş yuvalanmış sanırdım
Sen konuşunca unuturdum günlerden cumartesi olduğunu
Çaydaki tomurcuk kokusunu almaz,
Denizin içime sokulan dalgalarını dinlemez olurdum.
Sen konuşunca sesin incecik bir rüzgâr gibi
Değerdi saçlarıma.
Gülüşün pötikare bir örtüydü çimlerin üzerinde
Dudaklarına değmesi parmak uçlarımın
Bir karanfili öpmek gibiydi boynundan.
Hüzün uzun bir nehir şimdi içimizde Sırrısiyah
Derin ve iniltili…
Sularında aksediyor, senin olmayan cismin.
Sahi bir sahaf getirmişti seni değil mi
Bir divan içinde eylül sonu?
Kadim şiirlerde varlığını sevdiğim!
Benim varlığımı hiç bilmedin.
OLCAY GÖKÇE (EKİM 2018)
5.0
100% (5)