11
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1557
Okunma


../..
Heybesinde saklı en tekil sızılarla,
Uzanıyordu ağır aksak,
Çatık kaşlı vaktin omuzuna yaslanan gölgeler
Kirpik uçlarına mayalanan,
Bulutlardan sağılan gözyaşları, yığınak
Yarım bir sevinçtir,
Maziyi gözlerinle aramak
Nasılsa dinecek birgün,
"Yatağından gürül gürül akan ırmak"
../..
Gönlümüzden sekip giden mevsim tanelerinin
Çözülünce dili
Her gün bir dağ yamacına öfkesi ulaşır
Eski bir ıslığın virdinde sörf yapan rüzgârın
Kalbin ha durdu ha duracak!
Alnımızda sansürsüz hüzün
Kar beyazı şafak
Anlatsınlar sana,
Saçlarında büzüşen solgun bir tarihin sükunetini
Anlatsınlar!
Tahtında kambur saltanatı süren,
Kanadı kırık saatlerin,
Küflenmiş ayak seslerini
...
Zikzaklar çizerek geçiyor bahar
Dinle bak!
Her gün hareli feryatlarla toprağa,
Bir taze çiçeğin öyküsü bulaşıyor
...
../..
Aslında ilk tecrübesi, aşina bir yolculuktu bu
Güneşi nakaratından kaçıran,
Göçmen gagasında en kederli ayrılık
Gitmek iste yeter ki
Zaten hep gönüllüydü gemiler
Rıhtımı poyraz ayazı
Islak bir liman şarkısının
Çilesindeki gurbet tuzuydu bu.
..//
Gitmekle kalmak,
Uyanmakla uyanamamak arası,
Bir yudumluk rüyânın tadı
Damıtılmış film şeridi gibi geçer,
Ömrümüzün final sahnelerinden
Gecenin siyah bardağından içilen son dem
Rumuzu yıldız kanadı
Beyaz nağme
Bu bir eylül busesi
Haydi kalk!
Sürgünlerini topla yüreğine,
Nazına niyazını
Zaman genişliğini tamamlamak üzere
Şu gelen,
Çilesi alımlı dünyanının kıyılarını dövecek,
Mühürlü mahşer künyesi
Şafak ha söktü ha sökecek!
Tezkere elinde
Nasılsa birgün yurduna dönecek
...
rb
5.0
100% (29)