13
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1351
Okunma


...
Hangi rıhtım geri çağırır dalgaları
Bu; ayaklanan bir öfkenin doruğudur
Hangi yelken keşfe çıkar rüzgârı
Beni umudunla tanıştır!
Hangi gözyaşları sevda mührünü vurur sahile
Bilirim...’sensizliği anlatmak göğe yazmak kadar zordur’
Hangi deniz hırçın bir maviyle bakar
Ve hangi gece yıldızsız ağlar
Argınlığında esneyen kirli bir sabah
Beni gözlerinle tanıştır!
İsyanın sesleri yırtar geceyi
Bıraktığın kentin ölü sokaklarındaydı saflık
Sevda çıkmazına,
Güneşi assınlar diye yazılmış ferman
Dağılmış serseri bir yalnızlığın sarp yamaçlarına
Uçurumlara mayalanmış derman
Dikenler eker yoksul bir göçebenin yoluna
Yıllarca uzaktan bakar
Beni yeniden gelişinle tanıştır!
Özlemi damıtılmış sabır taşının infilakında
Patlayan tomurcuk tanesidir bu
Hangi sancının çoğalan hesapsızlığında
Ve hangi kurak toprağın "su" diye kımıltısında
Özgürlüğü biriktiren bir yüreğin uzak tarla düşlerinde
Beni militan bir firarla tanıştır!
Ağrıyan yaram,
Ama bir yanı uysal olsun
Ah gecenin kanaviçeli yakasından düşmeyen efkârım!
Siyah bir atın yelesine tutunur
Ay düşer geceden, zifir çeker gözlerim
Hüsranlar yağıyor alnımın çardağına
Beni damarları kuruyan bir sevincin yağmurlarıyla tanıştır!
Ne yurdum belli ne adresim
Bırak çağlamasın, yatağında kalsın hüzün selim
Küllenmede ruhun sönmüş dağları
Beni sıcacık nefesinle tanıştır!
Dinginliğinde kar kokusu güllerin
Kutlu bir şafak vakti
Bağrımda uğuldayan rüzgârları saçlarınla okşa
Tek çâre ellerinle
Tenime sevecen bir çocuk kokusu düğümle
...
rb
5.0
100% (24)