Günümüz ve İnsanlık.
Belli olan şu ki:

Hızla yozlaşan ve çürüyen ’kapitalist kültür’ ya da buna, insanlığın yarattığı kültür de diyebiliriz. Kendi kazdığı kara çukura düşmeye doğru hızla ilerliyor. Bu nerdeyse kesin sayılır. Bütün insanlığı da bu karanlığa doğru çekiyor aynı zamanda, hızla. Aralıksız devam eden doğanın tahribi, dönüşü olmayan bir “Rus Roleti” durumuna girmiştir şu an. Sonumuz ne zaman olacak, buna kesin bir şey söylemek kolay olmasa da, bunun uzak olmadığını anlamak mümkün görülüyor. Hatta bu çılgınlıkla büyük bir nükler savaş bile olsılık dışı değildir. Bu Gezegen tamamıyla bütün canlıların da yok olacağı bir zamana itilebilir hatta, oraya doğru hızla ilerlemekteyiz.

Bu insan olmaktan da kaynaklanabilir, ya da insanın değiştiremiyeceği “insanlığı olabilir”.
Aslında insanlık hiç bir gelecekte ortak paylaşıp barış içinde bir arada yaşamayı belki de hiç öğrenemiyecektir. Bu onun elinde olmayan “insan” yapısından da kaynaklanabilir. Bir şey daha eklemek gerekirse, o da: İnsanlık tarihi kanlıdır, kirlidir. Temiz bir insanlık tarihi yoktur.

Hiçbir tanrı “tanrılar” da, insanlığı kötü yoldan döndürememiştir.

İnsanlık tarihinde on bin yıl geriye doğru gidersek, sayısız kültürler çıkmış gelişmiş ve hatta bin yılı aşan kültürler de sonunda yok olmuşlardır. Bilimsel incelemeler bunu kanıtlamıştır.

Çağımızın en önemli farkı ise, tektonolojide gelişmişlik durumu, Nükler’in bulunuşu ve kullanımı. Bu yüzden insanlık topluca yok olmaya doğru ilerliyor denilebilir. Günümüz bu toplu intihar sayılacak gelişmelerin hız kazanmış olduğu bir zamandır. Bundan başka: doğanın hızla tahrip edilmesiyle de aynı sonuç olabilir.

Bu olanların hepsi de, dünyanın her yerindeki küçük azınlığın kar ve hakimiyet tutkusu için yapılmaktadır. onlar da “insandır”

Bütün buluşlar nükler teknoloji de dahil askeri alanda sömürü ve hakimiyete ayarlı baskı aracı olarak tepemizde tutuluyor....