Gece uyanıp çarşafı değiştireceğim
Şiir kitabını böcek öldürmek için kullandığımı bilmeseler de olur
Tozlu bir işhanı katına sığınan çoğunluğumu
Güzel bir sorunu çözememenin verdiği zevkle
Demini alacağım o güne kadar bekletsin tanrı

Dağlar sıraya dizilmiş askerleri şehirlerin
Güldüğümü görmesin jet sevicileri
Uzaktan daha bir igrençler, daha bir krema
Akıp giderken pastanın göğsünden
Rüzgarın taşıdığı safiri beğenmeyen kâfir küfreder gölüme
Gökkuşağına karşı işerken müstesna

Karışık çerezi yağmurda ıslatıp
Devrimden artı kalan cumhuriyete arkamı döndüğüm o yıl
Başım dik, alnım açık, sevgili olduğumuzu bilmesinler seninle
Çamaşır suyunu dikerken ağzından aşağı
Ciğerlerine kâfi gelmez bu kadarı

Tüm tepeleri
Ve burada olduğumu bilenlerin gözleri
Çitin ardınca tırmanan kaplumbağa deliliğine yanlamasına öpüşürken
Ucuz parfümler, ucuz romanlar ve ucuz insanlar mezatı çığır açan salyasına kaynaşır
Hatırlanacak ne varsa;
bu yitiriş ateşiyle sevilmemiş tohumlarımı taşıyamadığımdan
Yaralarım suya taşınır
-
Boşuna andın, yakında anlamanın endişesi okunur yüzümden
Havlular çürümeye yüz tuttuğunda
ve dişlerken senin olmayanı
su huyundan utanır