12
Yorum
43
Beğeni
5,0
Puan
1582
Okunma
I
yağmur dedi
görünmeyen bir ülke
yağınca su yeşilinin yalnızlığına
ah bir görseydiniz nerede küf tutmuş baharlar varsa
dinmez bu sızı
bir parkta oturur yabancılar
aphrodite yolculuklarını beklerler güvercinlerin çektiği arabalarda
dönüşüm yollarını gözetlerler
çoğu zaman suç yoktur
ölüler ülkesine taşınan sadece muan kuşudur
nerede kantaron varsa orada acı köklü bir geçmiş vardır.
II
bir tanrı gökyüzüne oturduğunda
buşmanlar uzun parmaklarıyla gösterir
başımızın üstü kırmızı
altı iskelet ölüsü,
hep tutunduk bir dala, kara bir buluta
medussa’nın saçları gibi- ay carmela
hep öldük, tırnaklarımız çekiliyken
kalkın yürüyün
bitkin bir hanımeli ahtapotun kollarında
taşlar
evler, sokakları geçin
sevmeye, ürkmeye, göğe ve güneşe el vuranlar
yemişli ağaç dallarına pullu bir ırmağın akışını verin
bir kuğuyu besleyin kalbinizde
III
gizemli duruş
rodin otururdu bahçede
bir kadırgaya binip kuzeyde dut ağaçlarına gitsem
ne değişirdi bu ruhla
bu ruhla tek başına toplarız kandilleri, geceleri
gölgelerine uzanırız yaprakların, her park kendi yaprağını yer
belki de hiç duymayız- ay carmela
ne ileri, ne geri
bir fısıltı, yeniden başlarız
yedi kez vururuz pencereden yıldızlara başımızı
kumdur
şakakları beyazlamış dar zamandır
burada mı kalacağız
5.0
100% (24)