6
Yorum
36
Beğeni
5,0
Puan
1246
Okunma
her gece sanskritçe konuşup
tiber ırmağından dökülüyordu karanlık
ben
ve justitia’nın bağlanmış gözleri.
//
koyuyorum kendimi yer altına
entropilerden gelen sırtımız kabuk, önümüz bir aynanın ret ettiği
köksüz ve kurumaktayız burkina faso’ya akıyoruz
kaburgadan gelen bu inlemeler
kemiğimde uyu ve fısıltılı konuş.
///
bu karaşın yapraklar arasında
sırtımızın biçimi yok diye
gölgemiz yoktu
yoksa uzanıyorduk, kılıçlardan düşüp
ipliklerin bağladığı saç dipleri
ve zamanı sayıp
yılanların bizi sokmasını sağlıyorduk
oysa bir gemiye binip gidebilirdik
şeytanın yağmurları, ganj nehrine uzanmış yarı çıplak büyücüler gibi
biz de çıplağız
ve bir kitap ayracıyız, sessizlik yağıyor
tanrılar her şeyi bozar.
////
belki bir şey okuyacağız
” şiir
” geyikli gece
beynimden firar etmiş absürt rüyalar, gemiler ve sinirleri sökülmüş otlar üzerinden
yer altı
bu mağaraların dilleri var
asi, uğuldayan, çürümüşlüğün içinde iç
ne zaman kussak bir iniltinin çığlığını duyuyoruz
buzlar çözülüyor alnımızda
bu uçurumlar
karanlıklar ve intiharlar..
5.0
100% (13)