50
Yorum
78
Beğeni
5,0
Puan
7754
Okunma


Söze nasıl nerden başlamalıyım
Bilemedim kalem yazar Mustafa’m
Şeytan değil insan taşlamalıyım
Vefasızdır çoğu azar Mustafa’m
Sıkılınca evden bir müddet çıksam
Usulca sokağa karışıp aksam
Etrafıma biraz dikkatle baksam
Gözlerim dünyadan bezer Mustafa’m
Kendini bilenler kalmamış hani
Herkes biraz hayta biraz külhani
Akıl yoksunları paraca gani
İstisna kaide bozar Mustafa’m
Kimisi mecliste uykuya dalar
Kimisi tavuğu canlıyken yolar
Kiminin boynunda görünmez yular
Sallabaş olmuş da gezer Mustafa’m
Kiminin doymuyor yüksekte gözü
Tükürsem delinir astarsız yüzü
Fakirin sırtında zenginin izi
Çiğneyip çiğneyip ezer Mustafa’m
Ağacı sevmeyen zeytin düşmanı
Acımaz doğaya katleder canı
Üzülüp ağlayan dertli çobanı
Sindirir dev gibi dozer Mustafa’m
Çiftçinin epeydir parasız cebi
Toprağı işlese doymaz nesebi
Mercimek ecnebi nohut ecnebi
Boğaza yumruyu dizer Mustafa’m
Kimisi çocuğa kıyar nikâhı
Kalır mı mazlumun yerlerde ahı
Kiminin saymakla bitmez günahı
Uçkuru sabiye çözer Mustafa’m
Doğruya uzanmaz adalet eli
Gün be gün sarsılır mülkün temeli
Vicdandan azade hukuk modeli
Karanlık kuyular kazar Mustafa’m
Taşınmaz değerler satıldı bir bir
Tehlike eşikte alınmaz tedbir
İkinci planda felsefe cebir
Ülkeye yobazlık sızar Mustafa’m
Tüketmek adına bitmeyen yarış
Mutsuzluk tavanda yüzler bir karış
Serpilip boy vermez güdüktür barış
Vahşetin kolları uzar Mustafa’m
Eğitim çıkmazda tutmuyor düzen
Kalmadı zihinden problem çözen
Dalgalı denizde korkmadan yüzen
Gerçeğin resmini çizer Mustafa’m
Yazdığın tarihi silemez kimse
Hainin kalbinde daim vesvese
Nutuk’tan güç alıp yükselen sese
Siniri bozulur kızar Mustafa’m
Düşüncen yaşıyor fikrin ayakta
İzinden yürürüm ışığın yekta
Baş keseriz deyip verseler dikta
Gözümde mağrur bir nazar Mustafa’m
Korkutur mu beni mezar Mustafa’m
Hicran Aydın Akçakaya
Şiirlerin Şairi Elif Keskin Karabulut’a katılımından dolayı sonsuz teşekkürler
Gönlümüzde yara, sarar dururuz
Yüzlerinde astar arar dururuz!
Biz boşa hayaller kurar dururuz
Bunlara işlemez azar mustafam.../Şiirlerin şairi...
Bu muhteşem naziresi için Celil ÇINKIR Üstadıma sonsuz teşekkür ediyorum, onur duydum katılımızdan dolayı.
ATA’YA MEKTUP (Mustafa’m)
Yarına güvenle bakmaktan yana
Yediden yetmişe bizar Mustafa’m
Değişti bilesin mülkün temeli
Adalet haklıya hızar Mustafa’m
Çağdaş uygarlığı vermiştin hedef
Günden güne bir bir biz maalesef
Ara hedefleri ederek telef
Kopuyoruz azar azar Mustafa’m
Değişmeyen düşlerime konuğum
Kalem isyan eder bağrı yanığım
Duysam inanmazdım ama tanığım
İnsanlar şeytana benzer Mustafa’m
Genetik gelenler, her şeyden mühim
Sözde hoşgörümüz tutmuyor lehim
İçim kan ağlıyor gidişat vahim
Memleketin hâli üzer Mustafa’m
Milli değerlerle devlet kurmuştun
Locaların defterini dürmüştün
Bir gecede alayını sürmüştün
Masonlar her yanda tozar Mustafa’m
Millete dayadın işte arkanı
Eserinle oldun gönül sultanı
Kurduğun sisteme karşı çıkanı
Ezmeli sıradan panzer Mustafa’m
Filim erbapları kurmuşlar lobi
İlmi sorgulamak herkeste fobi
Bilimle uğraşan papağan gibi
Bozmuyor hiç kimse ezber Mustafa’m
Ramak kaldı geçirmeye cinneti
Yaşamaktan çoktan bıktık zilleti
Milli olamamış korku devleti
Milletin ağzını büzer Mustafa’m
Yaklaşırken yüzüncü yıl etabı
Kol kola girdiler dümen erbabı
İcraatta müstemleke hesabı
Müstevliye olduk pazar Mustafa’m
Çağ atlarken mutlulukta gavurlar
Uyanmıyor bizim yedi uyurlar
Zekata, fitreye muhtaç memurlar
Sefalet içinde yüzer Mustafa’m
Olsa da sağduyu ehli nadiren
Tanıyorum bir çoğunu yakinen
Düzeni bozana, akil geçinen
Aydınlar methiye düzer Mustafa’m
Parmak basılmıyor gerçek soruna
İnmeye gerek yok, özde derine
Kandırılmış gençler, kalem yerine
Dağlarda elinde mavzer Mustafa’m
Millet kaderiyle baş başa kaldı
Terör simsarları vatana daldı
Siyasi kaygılar galebe çaldı
Kayboldu yıllardır hazar Mustafa’m
“Hubbül vatan, minel iman” amacım
Canımdan vazgeçtim cana muhtacım
Aklımı yormaktan ağardı saçım
Düşünen tehlike sezer Mustafa’m
Kalbimden geçene şahit Zülcelâl
Koyduğun düzeni edeni ihlal
Ayırmadan, kayırmadan Delibal
Gönül eleğinden süzer Mustafa’m
Celil ÇINKIR (Delibal)
Kapkara çarşaf var gözleri delik,
Gözleri içinde okuyor fellik,
Anadolu böyle değil üstelik,
Gelenek görenek bizar Mustafa’m..
Suat ZOBU Üstadıma katılımından dolayı teşekkürler, onur duydum.
"Yurtta ve dünyada barış isterdin
Kadir bilmezlere bir vatan verdin
özü ve niyeti bozuk namerdin
İnce yaraları kaşıyor Ata’m
Karun’u solladı sonunda varsız
Ardında bir sürü ahmak, duyarsız
Şimdi de adına sarılmış arsız
Sözde, bayrağını taşıyor Ata’m... "
Yargızede Üstadıma katılımından dolayı teşekkürler, onur duydum.
10 Kasım 2017 Cuma günü okuduğum günüme ve gönlüme düşen şiirleri bugün burada, bu sayfada şiirlerin sahibi şair dostlarımın hoşgörüsüne sığınarak paylaşmak istiyorum.
Sevgili dostlar sizler de beğendiğiniz Atatürk şiirlerini paylaşabilirsiniz yorum bölümünde ben bütün şiirleri okuyamadım hak verirsiniz ki.
YOLUMUZ ATATÜRK
Eğer ararsanız dünyaya ışık,
Bilin ki en gerçek ışık Atatürk.
Bu ülke bu dünya neden karışık,
Bilin ki tek ölçek, eşik Atatürk.
Doğru yol arayan hep O’na bakmış,
Özgürlük diyerek yollara çıkmış,
Bizlere böyle bir ülke bırakmış,
Uygarlık derseniz, beşik Atatürk.
Yılmak bilmedi ki çıktığı yolda,
Dört elle sarıldı tüfeği kolda,
İnsanlık sevgisi çarpıyor solda,
Yâr gibi halkına âşık Atatürk.
Kişilik, karekter, gerçek sözüyle,
İçimi ısıtır güzel gözüyle,
Giyimi, kuşamı, gülen yüzüyle,
Her zaman her yerde hep şık Atatürk.
Vatanını seven, her daim coşar,
Tehlike görürse, anında koşar,
Sanmayın ki Leyla bu yoldan şaşar,
Bayrak tesliminde, keşik Atatürk.
(İstanbul - 09.11.2017 - 16.56)
LEYLA İNAN
ATATÜRK
Bulutlara selam duran burcunda
Gökten inen beyaz beyaz kırcında
Cumhuriyet şatosunun harcında
Avuç avuç bereketsin Atatürk.
Hârikasın, sen kalbimin nârısın
Şu kalbimin sevgilisi, yârısın
Âlemimin tek direği varısın
Bizim için bir nimetsin Atatürk.
Kır, bayırda dörtnal giden yılkımda
Her köşede yeşeren bir çılkımda
Yurda ışık tutan, yüce ülkümde
Değişmeyen etiketsin Atatürk.
Sana bakan,seni gören gözümde
Seni anan, seni diyen sözümde
Sönmeyecek ateşin var özümde
Tavırınla bir niyetsin Atatürk.
Dört cephede savaştırdın, sen bizi
Dargınlarla barıştırdın sen bizi
El içine karıştırdın sen bizi
Hayat için bir diyetsin Atatürk.
Osman Tekerci
Allıca TurnamEserimden
Yazılamayan Şiir
Sevgimi
Saygımı
Minnetimi
Hayranlığımı
Özlemimi
Hüznümü
anlatmaya kelimeler yetmedi.
Nur içinde yat ATA’m...
Damla (Asuman Apul)
ÖĞREN ÇOCUĞUM (4)
Düşmanı kovunca Türk ülkesinden
Vatanı imara geçti çocuğum
Öğretisi altı ok ilkesinden
Tüm dünyaya ışık saçtı çocuğum
Halka köle deyip buyurmadı hiç
İnsanı insandan ayırmadı hiç
Siyahı beyaza kayırmadı hiç
Dosta giden yollar açtı çocuğum
Ülkü tesis etti herkes dost, yaren
Birlikten kuvvetin sırrına eren
Vatan zorda ise canını veren
Türk’e eşsiz kıymet biçti çocuğum
Tarımda, sanayi, giyim, kuşamda
Eğitim, askerlik, sosyal yaşamda
Uykuda, uyanık, gündüz, akşamda
Uygarlık yolunu seçti çocuğum
O’nunla insanlık kazandı mana
Güçlü tavır koydu barıştan yana
Türk’ün varlığına saygı duyana
Lüzumsuz eylemden kaçtı çocuğum
Güçlü, hür kalmanın kaidesini
Hayata bakışın zaviyesini
Medeni olmanın seviyesini
Müspet ilimlerle ölçtü çocuğum
İdeal eylemiş belli ki çoktan
Cehaleti yıktı aydınlandı tan
Varlığı ülkeye ödüldü HAK’tan
Ne yazık zamansız göçtü çocuğum
İz*indeyiz O’nun can, kanımızla
Türk’ lüğe yaraşır san, şanımızla
Ezelde, ahirde, solumuz, O’nun
Ebediyen yolu, yolumuz, O’nun
09.11.2017
Sonsuzufuk
.......Atamla Dertleşme......
Yaşanan önceler bu kadar mı boştu
Loş tarih koridorunda oturdum ağladım
His dünyasından başımı okşadı bir gölge
Değerini günden güne daha iyi anladım.!
Derinden derine yuvarlandım düşünce delhizine
Bir kitap açıldı Misak- Milli de sayıkladım adını
Akıl dergahımda yüzbinler
Sabah diyordu güneşi yakalamak için
Bizler uğruna bedenini siper eden şehitler geldi
Günümüze yağan sitem yağmuru altında
Her biri mertçe yaz beni diyordu.!
Tadım yok dedi kalemim
Nasıl yazabilirim dedi
Nefsin doyumsuz açlığında yutulan gerçeği
Yüzleşebilir miydim anlatabilir miydim
Andımızın beyinlerden toz duman edildiğini
Milli bayram lüzümsuzluk tohumlarının atıldığını
Sustum belki de hiç istemeden
Ellerimle sarıldım gözyaşımı giyinmiş bedenime.!
Gözlerim gezindi duvarlarda
Mustafa Kemal’i gördüm bir düş gibi
Zamanı durdurmak için aklına düşmek istedim Atam
Gece ilerliyor bu kader belki de oyun dedin
Milletine güvenini tazeledin
Günden dökülen günahlara kılıç çekmek için
Cesur bir sesle karanlığı dinlemek istiyorum dedin
O an resim değildin düş değildin
Etrafımda esti bir rüzgar bulutlandı gözlerim.!
Kanatlandı bir kuş açıldı bir kitabın sayfaları
Masal değil, hikaye değil, roman hiç değil
İçinde şarkılar olmayan yediden yetmişe destandı
Özgürlük meşalesi altında kan mürekkebiyle yazılan
Kaleme hak verdim saygısındandı cevabı
Adı Türk’ün uyanışıydı
Bir milletin doğuşuydu
Siyonistlerin yas tuttuğu unutturulmak istediği.!
Atam sana söylemek istediğim çok şey var
Belki dertleşmek belki gururlanmak
Temmuz karı mı düştü karıştı mevsimler
Bilemediğim engel mi var beni susturan
Cemreler çıplak güneşin yüreği daralıyor.!
Bilirim
Yankılanınca düşman sesi
Gün geceye kavuşmadan dirilirsin
Sarılınca yıkılmazsınız derdin
Hatta güvenini gençliğe emanet ettin
Bu ülke şıhların molların değildir dedin
Kadının üzerinde ki çarşafın karasını kaldırıp
Yüzlerinde güneşi gülümsettin
Gözlerime denizdenden de mavi gözlerinle bakma
Gözlerinde ne kadar çoğalıyor şehitler.!
Düş kırıklığı içindeyim
Tarih içinde mi kayboluyor sarıldığımız ilkeler
Anayasa babayasaya mı dönüşüyor bilemiyorum
Yarı güneşli günlerde üşüyorum
Gönlümün hakkettiği günler beklentide
Sorma artık sorma
Bakma aldatır belki yanlışlık verir cevabım.!
Duvar resmi kürsü süsü değilsin biliyorum
Bakışlarına başka resimler çiziliyor diyemiyorum
Susuyor çıt çıkmıyor ordudan itiraf edemiyorum gerçeği
Aklım şaştı
Öğretmenim verdiğim dersler boşa mı gitti
Emperyalistler el ele halay çekiyor
Sevr’in haritası yeniden mi çiziliyor.!
Gün dönümlerinde soracaksın emanetini
Hıçkırık dilde dolanacak belki yanacak cevaplar
Altı ilkem diyeceksin hüzünle solacak dudaklar
Garip olacak her bir cevap
Çıkmazda tepkisizlik
Belki anlamayacaksın
Harmanlanacak zaman
Günün keyfinde sen rahat uyu atam dendikçe uyutulacak her şey
Soylu susmalara giyinecek
Hani izimdeydi gençlik nerede dersen
Dil sancısıyla yağmur toplayacak bakışlar
Ve
Bizler susacağız .!
Nurten Tarım
O KİMDİ
Kar tutan kaşları yıldız yağmuru,
Buzul bakışları sevdâ mahmuru,
Gündüzün şavkını toplayıp yüreğinde,
Bütün saatlerin zembereğinde
Gecenin tahtına kuruluyordu,
Bildin mi,
Kimdi O?
Gök, oğul vermiş arı esrikliğinde,
Kulaklarında mahşer uğuldaması,
Elleri bir ülke büyüklüğünde
Kavramış dengini yoruluyordu,
Bildin mi,
Kimdi O?
Akıp gidiyorken dere,
Huzur çağıltısıyla duru, dipdiri,
Yarınlara gölgesini gizleyen biri,
Gecikmiş sevgilerle zincire vuruluyordu,
Bildin mi,
Kimdi O?
Yolu bükümlü ya, adımı doğru,
Önüne dikelmiş bir hâyal uğru,
Kendisi, kendinden soruluyordu,
Bildin mi,
Kimdi O?
Eylem adamıdır, söze kanmaz O;
Korda yanmaz, kutuplarda donmaz O.
YUSUF BİLGE
Atatürk(iye)...
Ben Mustafa Kemal’im!...
Mağrur başı göklere değen Ağrı’yım, Erciyes’im, Kaçkar’ım…
Coşkun akan Fırat’ım, Kızılırmak’ım, Sakarya’yım…
Bozkırın ortasında umuda yol alan kağnıların gıcırtısıyım
Yitirilmiş Selanik’im, Manastır’ım, Tuna Boyuyum
Esaretin bozkırında özgürlüğe susamış bir milletin can suyuyum
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Çanakkale’de, Sakarya’da, Dumlupınar’da milletin atan nabzıyım
Türk’çe düşünen, Türk’çe yaşayan bir milletin alnının teriyim
Tutsaklığın çöllerini yeşerten özgürlük sağanağıyım
Ege’de zeybek, Karedeniz’de horon, Erzurum’da barım
Varlığım millet için, millet varsa ben varım
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Masmavi göklerde dalgalanan ay yıldızlı bayrağım
Ordu’da fındık, Adana’da pamuk, Konya’da buğday, Rize’de çayım
Gönül coğrafyasına düşen uyanışın öncüsü dördüncü cemreyim
Esaret yangınında şerha şerha yarılan yüreklerin hürriyet pınarıyım
Balkanların bağrından kopup da gelen bir özgürlük çınarıyım
Mustafa Kemal benim!..
Ben Mustafa Kemal’im!...
Mevlâna’da hoşgörü, Yunus’ta sevgiyim; Köroğlu’nun nârâsıyım
Deli tayların yelelerini tarar düş(ünce)lerimin rüzgârı
Mersin’de yörük, Sivas’ta canlara yoldaş, Erzurum’da dadaşlara kardaşım
Gönül bahçelerinde lâtif bir karanfilim, göz alıcı goncayım
Ayder’de, Uzungöl’de, Gözne’de dört yapraklı yoncayım
Mustafa Kemal benim!..
Ben Mustafa Kemal’im!...
Anadolu bozkırında yanık bir ezginin kavuştağıyım
Asaletin timsali, yiğitlerin emsali Türkoğlu Türk soyuyum
Esaretin paslı zincirini özgürlüğün keskin kılıcıyla kıranım
Millet var oldukça varım, ülküm yaşadıkça ben de yaşarım
Aydınlık yarınlara milletimle yalın ayak koşarım
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Hürriyetin izini iz, yokuşunu düz eyledim kendime
Gökler kıyama durdu masmavi suların kıyısında
Ufuklar gülümsedi 1919’un 19 Mayıs’ında
Umut tacirliği yaptım özgürlük çarşısında
Çağlar selam durdu Türk’ün bükülmez bileği karşısında
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Katrede ummanı, çaresizlikte dermanı görenim
Ateş denizlerinden geçirdim Bandırma Vapurunu
Kanla yazılı destanlar taştı tarihin altın renkli sayfalarından
Ben ki evrensel barışların hamurunu karanım
Yurttan ayrı düşenin yarasını saranım
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Kurşundan ağır zemherilerde gül yüzlü baharlar düşledim
Aydınlık yarınlara dost türküler söyledim
Güneş benden aldı altın sarısı ışığını
Gönderde dalgalanan bayrakların alıyım
Koca çınarın kökü, gövdesiyim, dalıyım
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Karanlık gecelerin aydınlık sabahıyım
Vatan için can veren yiğit neferin aldığı son nefesim
Göklerde süzülerek yol alan keskin bakışlı bir kartalım
Uyku nedir bilmeyen gözün kanlı yaşıyım
İmkânsızı başaran bir milletin başıyım
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Aşılmaz dağları aşanım, yokuşlarda koşanım
Suları tutuşturan bir alev çağlayanıyım
Tenim etten kemikten, iradem çeliktendir
Milyonlarca tutsağın gördüğü kutsal düşüm
Mazlum milletlerin dudaklarında kalan en son gülüşüm
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Yokluğun, esaretin amansız düşmanıyım
Uygarlık ağacının kökü bende saklıdır
Ölümsüz bir ülkünün ete kemiğe bürünmüş hâliyim
Hürriyet aşkıyla yananların bitimsiz emeliyim
Âmanın gönül gözü, elsizlerin eliyim
Mustafa Kemal benim!....
Ben Mustafa Kemal’im!...
Conkbayırı, Anafartalar kahramanıyım
Vatan sevdalılarının sesinin yankısıyım
Esir bir milletin özgürlük için atan nabzıyım
Coşkun Karadeniz’in deli dalgaları gibiyim
Masmavi denizlerde fırtınayım, tipiyim
Mustafa Kemal benim!....
M. NİHAT MALKOÇ
BEN ATATÜRK’Ü GÖRDÜM
Ben Atatürk’ü gördüm!
Yağmurdan sonra doğan güneşte
Aydınlatıyordu, ısıtıyordu...
Taht kuruyordu birden,
Umutsuz kalmış gönüllerde...
Ben Atatürk’ü gördüm!
Anadolu’nun kucağında
Çalışıyordu durmadan,
Cumhuriyeti kurmak için
Ağustos sıcağında...
Ben Atatürk’ü gördüm!
Çanakkale’de, Kocatepe’de dimdik
Aziz milletinin önünde
Ben Atatürk’ü gördüm!
Özgürlük için söz verirken...
Ben Atatürk’ü gördüm!
Cumhuriyet yemeği pişerken
Dağları, ırmakları bir bir aşarken
Ben Atatürk’ü gördüm!
Düşman İzmir’de denize düşerken...
Ben Atatürk’ü gördüm!
Savaş gazilerinin göz yaşlarında
Ellerinde, ayaklarında, başlarında
Ben Atatürk’ü gördüm!
Milli bayramlarda sevinç çığlıklarında...
Ben Atatürk’ü gördüm!
Mehmetçiğin kırpmadığı gözünde
En büyük eserim, cumhuriyettir sözünde
Ben Atatürk’ü gördüm!
Benliğinde, yüreğimde, özümde...
10 Kasım 2017
Saat 02:15
Emri TÜRK
PAŞAM
dileğim kabrinde rahatça uyu
cumhuriyet hala yaşıyor paşam
yılmadan yolundan yürür sağduyu
bütün engelleri aşıyor paşam
aynı fikirlerde aynı yönlerde
gerilerde değil daim önlerde
yirmi dokuz ekim diğer günlerde
dünya gıpta edip şaşıyor paşam
vatan senin bize bir emanetin
doksan dört yaşında cumhuriyetin
en büyük bayramı o gün milletin
anıt kabir dolup taşıyor paşam
uçaklar gösteri ta gökyüzünde
sevinç gözyaşı var halkın gözünde
sevenlerin yaşıyorsun özünde
al bayrak elinde koşuyor paşam
güçlü devletlere boyun eğmedi
bayrağıma namert eli değmedi
zalim olanları asla övmedi
milletin gururla şişiyor paşam
genci ihtiyarı verdi el ele
bayram ediyorlar hep güle güle
aşık idris derki gel de gör hele
izinde yürüyen coşuyor paşam
idris gümüş (idris gümüş)
ÖZLÜYORUZ VARLIĞINI ATAM
Özlüyoruz varlığını atam
Mavi gözlerini
Bozkurt bakışını
Özlüyoruz atam…
Özlüyoruz ufkunu
Denizin maviliğini andıran gözlerini
Bozkurt hırçınlığı bakışlarını
Özlüyoruz atam…
Özlüyoruz güneş gibi doğuşunu
Devrimlerini
Cumhuriyet fikirleriyin devamını
Özlüyoruz atam…
Velhasıl
Seni özlüyoruz atam…
---- 10.11.2016 – Tozkoparan / İstanbul
İsmailoğlu Mustafa YILMAZ - İstanbul