20
Yorum
25
Beğeni
5,0
Puan
5226
Okunma


’aşkını helâl et’
kanadı kırılmış
bir serçe ürkekliğinde soluğum
ucu nemli kirpiklerine asıyorum
zamanın
hasret dumanlı nazarlarımı
sevmek yanmak derlerdi
ben ateşte yürüyorum
nereye baksam
yokluğun
nereye baksam
sensizlik
nereye baksam
yüzün
nereye baksam
hüzün
soğuk rüzgarlar yalarken
kırık pencerelerimi
içim ürperiyor
gözyaşlarım
bir çağlayana ulaşamadan buza dönüyor
solgun yanaklarımda
geceleri
gökyüzünün en parlak yıldızını söndürüyor
sağanak yağışlarım
ne olurdu sevgili
düşlerimin en karanlık yerinden
çıkıverseydin bir anda
kınalı bir eylül güneşi gibi
sarsaydın bedenimi
erguvani bir nehrin kıyısında
buluşsaydık seninle
bedenimin en kuytusundan
söküp çıkarıverseydin yalnızlığımı
ne olurdu sevgii
tılsımlı bakışınla
dudağımdaki kızıl gelincikleri güldürseydin
denizleri kuruturcasına
mavi mavi (b)aksaydın gözlerime
ellerimi tutsaydın
avuçlarımdaki zambaklar solmadan
saçlarımdaki hüzün çiçeklerini koparıp atsaydın
ama sen yoksun
yüreğimde dinmeyen bir sızı var
ve
içimin dipsiz kuyularında yankılanan hıçkırıklarım
yokluğun
bir hançer gibi saplanıyor bedenime
böyle gecelerde
gözlerin uçurumum ah yar
sen yoksun
ben senin yoksulunum
çay karası demli bir akşam çöktü gene
Bodrum üzerine
biraz ıslak
biraz yaslı
biraz buğulu
demleniyorum.
yoruldum sanki biraz
dinleniyorum
5.0
100% (33)