4
Yorum
17
Beğeni
5,0
Puan
1034
Okunma
ah gözlerin
sis ve telaş
geldim!
yüreğimde kır bahçesi
öylece...
örgülü bekleyişlerin özlemi
yüzüne tuttuğun ellerinde biriken gölge/m
dağ gibi oturunca sarılıp bana gitmelisin
öylece...
mühür suskunlukların
renklerine tutuşturulmuş ülkeyim
yaram sende açar
döküldükçe çırpınışları düşlere
gizli yanına doğarım
sevdayız bu kentin yamaçlarında
asma bahçelerde mavinin sevinci
alkış edin zaman
karıncalara
yenilmedik
ah sevdiğim
kaç çocuk darmadağın olup ağladı üzerimize
yüzünde öpüşlerim tomurcukların ilk hali
gecenin sağırında göğsüne kaçtım
esmer bir kadın ve
sular kadar yalnız
yorulmuş ellerinde gökyüzü ve deniz
gül ağzı mevsimlere saklarken uzakları
ki,
ne zaman öpsem ellerini orada akşam
boynunu bükme çiçekler
ayaklarının dibine uzarken saçlarım
sana bölünürüm
az değilsin bende
ıssız uğultuyla yığılırken
kalbine
dün gibi gelip tutun tenime
bu kent ki tellerinde kuşlar
şimdi yüreğine basacak
içimin düğümü
çözülecek
sakın
yüreğime mezarlar açma
duvarlarının hücrelerine kazıdım aklımı/
aklınla karışığım
rüzgarları kırbaçlayıp
hem de...
Kardan bahsetme bana
Kasım konuşurken ruhuma
soğuk olan herşeyden
üşürüm
hüzünler çoğaldı
uzandı sevişmeler koyu derinliğe
sabah olsun
dur biraz daha
sesini
biriktiriyorum
5.0
100% (10)