1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2141
Okunma

Bir kadın geçti ömrümden
Konuşup cümlelerin yarasını kapatan dudakları
İstanbul’dan daha güzeldi
Saçları Kız Kulesi’nden daha eski
Bakışları jilet gibi
Nereye baksa yırtar giderdi peyderpey
Kollarında ağır şartlarını taşırdı hayatın
Genede boynunda çiçekler açmayı iyi bilirdi
Bazen başı ağrırdı
Ölüm süzülürdü gözaltlarına
Mordan bir kanatsız kuş gibi.
Migren böyle bir hastalıkmış
O İstanbul’a aşıktı
İstanbul O’nu hiç umursamazdı
Yinede gülerdi
Kelebekler kadar kısacık
Tanrı gülmesini seviyordu
Tanrı için gülüyordu
Adı vardı ki kumdan bir fırtına
Çadırını yıkar gibi bedevinin
O’nun için İstanbul yağmur demekti
Islanıp ıslanıp yürüdüğü bir vaveyla
Ben kıskanırdım
Kıskançlıktan gönlümün göğü parçalanırdı
Bir kadın geçti ömrümden
İstanbul’u sevdiğini her gece hatırlardım
Uykusuzluk yapışıp yakama
Sabaha kadar kavga ederdik.
Hıçkırıklar sol yanıma otururdu
5.0
100% (4)