4
Yorum
15
Beğeni
4,6
Puan
1409
Okunma
kuytu bir karanlıkta deşmişler göğsümü
kıvır kıvır edilmiş parmaklarım
dilim ismini katlıyor hala
dudağımda yaşama belirtisi sigaram
boşa ölmüşüm dememek için
acizliğime bu metruk çabam.
cehennem olmaya yüz tutmuş yangınıma
çiğ olup düşmüştün oysa
toprak kokan tenini vatanım bilmişken
kanımı neden çektin damarlarımdan bilmem
an an kör olan gözlerimi sürmüyorum bir yere
nöbetlerime elveda biçmiyorum bu kez
inim inim inleyip sürümden kazanıyorum kendimi
yutkunmuyorum söylüyorum artık her şeyi.
kiralık alfabeler ile konuşuyorsun
cayır cayır yaktığın gönlümü
sırf sen ol diye yok ettiğim ömrümü
şiir şiir düşürdüğüm öykümü
bilmem ne çabuk unutuyorsun.
hangi ildesin ya da hangi dilde binbir sohbet
vurulup yıkıldıkça artıyor mu ezberlerin ?
renksiz kıymetsiz öylesine dururken ben
hangi kalemin kuytusunda sesleniyorsun yarınlara.
"intikamsa her şey benim öcümü de sen al
akşam kızıllığında seni anarken yapamam..."
bükük boynumun üstüne kırık kalbimi de ekledim
her şeyim bir başka yerde birikmiş vatansızım
kimsem var belki kimsesizliğe muzdarip
çok sevdim dediğim her gün yalansızım
biri kaldırıp beni buradan gömsün şuracığa
aşk diye diye adım tükürülmüşken şıracıya...
"es geçilip üstünden geçilmişim
sol yanıma sığmayan bir sevdayı
sanıyorum sana kambur etmişim..."
İsmail Yılmaz
5.0
86% (6)
2.0
14% (1)