7
Yorum
20
Beğeni
5,0
Puan
1319
Okunma
hani hakedenin hakkıydı aşk,
hani bu istisna eşgalinden vurulmayacaktı.
iki satırlık cümleler içinde tecrit ettin beni,
ben hep her söylediğinin öznesi olayım istedim.
gözlerimde ki pusu silersin sandığımda,
tüm yolculuklarımın son durağı ilan ettim seni...
- hadi herşey yalan olsun dediğin gibi,
akşam kızıllanırken devir üstüme cehennemi.
maviden beyaza perdelere düştü şafağım,
adı yok anlatamam nefes diye çektiğim zehiri.
düşler kuşandım üstüme yinede üşüyorum,
bakıyorum dört yana herkes sobelemiş karanlığı,
ateşe ömür veren mum gibi eriyorum...
-bir fısıltıya bile muhtaçken ipsiz sapsız,
şimdi kendi ömrümün sıratındayım.
hep gül istesemde sevgili,
görüyorum çatık kaşlı suratındayım.
"biliyorum tebessümlerim taşlanıyor oralarda
gölgesinden gizlenen bir ben kaldım biliyorum"
ayak ucumdan başladım karıncalanmaya,
ruhumdan bedenime sen artık cesetsin naraları.
bildiğin kıyamet nakaratı yani,
sahte ayazlara son çizgi,
soluk soluğa müebbetlere elveda...
bıçak kesiği infaz dilenirken sokaklarda,
beni unutma intiharlarına,
nikahlanmak fütursuzca.
"sevdalar ölüm ötesi değilmiydi be!
kefenimi tutuştur sakın üşüme"
dilerim herkes bilir sol yanında tık tık edenin,
sayılı nefese tutsak bir kalp olduğunu.
herkes bilmesede sen bil !
kazdığın çukurda uyuduğumu...
"hiçbir musalla pas tutmaz geleni gideni çoktur
sen çok yaşa sevgili
ben usulca terkederken her şeyi"
İsmail Yılmaz
5.0
100% (14)