2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
764
Okunma
Seni aradık nasıl
Ey özgür insanlık,
Yaşatırdık seni
Her kan akan damarlarında,
Alın teri damlalarında,
Gözyaşı yağmurlarında,
Her yürekte, atan kalpte,
Çalışan ellerde, suskun dillerde,
Acılarımızda, sevinçlerimizde,
Duygu, düşüncelerimizde
Ve türkülerimizde...
Kavuşmak isterdik sana
Mavi göğün gözbebeklerinde,
Ak bulutların dumanında,
Güneşli yollarda, kuytu sokaklarda,
karanlığın ılık gecelerinde,
Gündüzün aydınlık dişlerinde,
Yankılanan sessizliğin seslerinde
Ozanların, şairlerin dizelerinde,
Her yazılı okunmayan sözcükte...
Tüm hayat boyu
Biz sana vurgunduk
Ey özgürlük,
Ey insanlık!
Eskiden biz ikimiz
Yerle gök gibiydik;
Birimizin üstüne gölge düşse,
Öbürümüz kararırdı.
Birimizin havası kapansa,
Her şey gökkuşağıyla renklenirdi.
Eskiden biz ikimiz,
Ocakta yanan odun gibiydik:
Birbirinden ayrılınca sönüveren,
Birbiriyle birleşince tutuşan.
Ama özgür insanlık,
Ne de çabuk savaşan düşmana dönüşüverdi.
Herkes insanlık üzerine toprak atıyor.
Bense, yıldızlarla bezenmiş,
Gökyüzü atıyorum.
Özgürlük ağacı altında,
Sıcaktan bunalan
Birkaç ağustosböceği serinlerdi.
Eskiden iyi yürekli insanlar,
Kötülüğü sınırlara hapsederdi.
Çünkü;
İnsanlık, özgürlüğü çok severdi...
Figen ANAR / 28.05.2017
5.0
100% (1)