3
Yorum
12
Beğeni
4,5
Puan
715
Okunma
SESSİZ BİR SONBAHAR DA DÜNYA
Sessizliğin içinde ne sesler var duyulan,
Seslerin içinde olduğundan fazla...
Hiçbir sır gizli kalmaz bu hayatta,
Bugün olmazsa yarın çıkar birgün,
Ölümden sonra da...
Bütün günler, geceler yaprak döküyor,
Hüznün ve sevinçlerin sonbaharında
Ey gözleri her renkten bakan insanlar,
Kaç asır ağlayacağız daha
Ne kadar susacağız?
Kaç bahar ekildik, kaç sonbahar biçildik,
Kaç mevsim daha yaşarız
Böyle dayanır mı bu yürek ölmeden
Acılara...
Ay karanlıktan bakıp gülümsüyor,
Barışanlara, savaşan yıldızlara küs.
Gökyüzüne serilmiş ateşler bulut bulut,
Yer kızgın duman duman,
Sırtını dönmüş rüzgar,
Bir uçurum kıyısında
Ağaçlarda kuruyan yapraklar gibi,
Ha düştük ha düşeceğiz
Elini vermiyor toprak!
Yolumuz dönülmez,
Geçtiğimiz bütün yollar tutulmuş
Ne yöne dönsek acaba?
Hüznün sarı yaprakları savruluyor önümüzde
Sonbaharda demleniyor kalbimiz.
Dört yanımız karanlık,
O kadar yalnız ve çaresiziz ki,
Kaybolduk ışığı olmayan labirentlerde,
Alıp götürmüyor rüzgar
Dağıtmıyor mutlulukları,
Gözyaşıyla yıkıyoruz anıları...
Ey bir ömrü feda ettiğimiz dünya;
Ey aşk denilen susuz çöldeki serap,
Bütün cesaretiyle bir korkuyu kovalıyor arkamızdan.
Dilimizde yıllanmış hüzünden bir şarap gibi,
Gönlümüzde ağır bir depremle
Sallandık iki dudak arasında.
Zamanın girdabında,
Hep baharları bekledik uzaklardan.
Sessizlikle boğuldu insanlığımız,
Dünya aynasına her baktığımızda
Hiçbir şeyi göremez olduk.
Bu cehennemden her yanımız yanık dönüyoruz işte!
Oysa ne umutlar beslemiştik;
Yaşarken sende ey sessiz, es dünya…
23/09/2022 CUMA
5.0
88% (7)
1.0
12% (1)