7
Yorum
13
Beğeni
0,0
Puan
1366
Okunma

bu satırlar bir yüreğin sesi
bir sancı suretinde
dize dize hayaller
beyit beyit duygular
henüz her şey doğum sancısı içindeyken
henüz doğuma çeyrek kala
öylesine çetrefilli
bir nefeslik fasılalarla
peyderpey endişeler öyle yoğun ki
zifiri gecelerde hüzmelenmiş
sağır kulaklara vurmuş söz uçları
suratlarında buğulanmış sıcacık her nefes
defalarca kovulmuş donuk bakışlardan
nasırlı avuçlarda büyüyor ümitler
ter damlıyor ateşli telaşlarla çizgilenmiş alından
yanağa bir damla yaş düşüyor
güneşin elinden tutup
göğü yere taşıyorum
sonsuz baharlar iniyor kuru ağaç diplerine
birikiyor zaman
yürüyor kalbe can
soğuk bulutları yıka yaka
kırık kanatlarla ufka taşınıyor şafak
avuçlar yağmur biriktiriyor
yokluk bir sır değil artık
serin meltemler akıyor gurbet akşamlarına
vuslat kadar güzel
yaşanıyor her hasret özlemin göğsünde
sonsuz sınırsız vahalar yeşerirken
unutulmuşluğun puslu kuytularından
kutlu muratlar fısıldanıyor ruhuma
kutsi arzuların hiç duyamayacağım fısıltısı
bir lütuf adeta dalgalanıp duruyor sinemin tam ortasında
nice sevinçler salınıyor ayla yıldızlar arasına
ta uzaklardan bir melek iniyor seher yeline
cennet mevsimlerinden
öksüz ve yetim bir çocuk gibi
yüklü miraslar taşıyorum mahşer ötesine
ışıyacak yeni bir günün peşinde tepelere tırmanıyorum
ağaç, rüzgar, bulut eksiksiz katılıyorlar karşılamaya
en güzel çığlıkları atıyorlar
hep beyaz günahlarım oldu benim
ruhuma mazlum inançlar taşıdım hep
çoğu kez uykularımı yorumladı çoban yıldızı
rüyalarımın içine mermeri sular düştü
kılı kırk yaran bir ömre mal olan
sessiz gürültüsüz sancılar düştü
önceki susuşlardan uzunca ve sessiz
billuri firuzeler düştü
vakit bahar şimdi
gül goncası yüreklere esiyor esintiler
kılıç gibi keskin, hançer gibi ince
ruha gıda hayatlara sevinç
bir isa nefesidir sanki
yürekte ki alev yüzlü yangınlar
gecenin beşiğinden yıldızları avuçlayıp
fecrin tuvaline serpiştiriyor
tene neşter vuruyor
kalbin nabzı yükseliyor
yeni bir heyecan sunuluyor
söz değmemiş tenha kıyılara
binlerce şafak dokunuyor gün ışığının parmak uçlarına
sokakların çehresine bir taze nefes
kaldırımlarına, duvar gölgelerine aydınlıklar
her doğduğu an güneş yeniden öpüyor alnını
her kez sükuneti ararken
her kez düşerim yollarına
ipe serdiğim her zamanın her mekanın
redfer