21
Yorum
44
Beğeni
5,0
Puan
1814
Okunma

Beni bana unutturan ve beni ben yapan sendin.
Sen geldiğinde
binlerce martı kanatlanırdı yüreğimde
sessiz sahillerin kıyısından dalgalara kavuşurcasına
Yanaklarım kırmızının en güzeline bulanır,
Dizlerimin bağı çözülür,
dilim lal olur,
gözlerim konuşurdu.
Saçının karmaşalığına acılarımı gömdüğüm
Sensiz aldığım her nefes
göğsüme batıyor şimdi
Ciğerlerim katran karası mızrakların ucunda can çekişiyor.
Gözlerimde
okyanuslar yanıyor cayır cayır.
Her bir damlası gidişine ağıtlar yakıyor.
Sensizliği senden çok kabullendim ben,
Ve sen
yokluğunun yoksulluğunu ceplerime dolduran zavallı.
Göz çukurlarıma mezarını ellerimle kazdığım,
Daha kaç kere can vereceksin
yüreğimin en ücra köşelerinde,
Kim bilir daha kaç kere öleceksin?...
Şimdi sol yanımda binlerce konuşan ses var.
Ölüm beynimde bir ateş misali kaynıyor.
Yaşam ise yüreğimde soğuk bir nefes.
Sensiz yarım kaldım
kayboldum meçhulde.
Bir toz zerresiyim
savruldum rüzgarın önünde.
Gözlerine saplanıp kalacağım bir gün.
Ve gördüğün son yüz olacağım belki de.
Benden çok mu sevdin bensizliği?
Kim yaşamış ki dertsiz
ya da hangi sevda yaşanmış tertemiz?
zaman/sızım mekan/sızım
Esaretin tüm çıplaklığıyla hüküm kurmuşken beynimde
Ben seni sevmenin o doyumsuz taze lezzetini yudum yudum içimde yaşadım sadece
O da çok eskiden di
yani sen ölmeden önce
____Bilmiyorum hangi ölümün sonrasıydı
_________Uçup gittin. El oldun .Yel oldun. Hiç oldun.....
Meryem Ayan.
5.0
100% (33)