3
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
3663
Okunma
Hislerimin doruğunda doğan bir güneştin sen,
Yanardın düşlerimin loş kıvrımlarında.
Gününden arta kalan ışıkları toplardım gizlice,
Usulca süzülürdün hayalimin alın çizgilerine.
Susma... konuş.
Bırak kelimelerin değsin dilimin kıyılarına.
Çünkü benim sessizliğim nöbet tutar gece boyu.
Sensizlikte düşen bir inci tanesiydim.
Seninle ise
Eşkâlin, gözlerimin buğulu aynalarında bir mavi sızı.
Yüzün... ağır bir ölüm kalp atışı gibi dokunur içime,
Melek kokulu sevdiğim.
Cinnetime bile tebessüm eden o nefesin,
Gül kırmızısı bir zarafet;
Benim saadetim.
Mevsimler bile değiştirir rengini yanından geçince.
Sığınırım teninin ılık limanlarına,
Ümide gebe bekleyişler gibi.
Dalından kopmuş bir yaprak misali,
Öpücüklerinin gölgesi düşer yalnızlığımın üstüne.
Endamının büyüsünde sessizce mahkûmum,
Sana usulca hapsolmuşum.
Yüzüme tomurcuklar serp ki
Kırık sancılar uğramasın yüreğimin kıyılarına.
Yalnızlığın çıplak lügatinde donmasın zaman,
Susmasın gramofon,
Çalsın eski şarkılar;
Her biri ruhumun müebbetini anlatsın.
İçimde artık bir ömürlük yangınsın,
Sönmeyen,
Eksilmeyen,
Silinmeyen.
Seninle başlayan her cümlede
Kendimi yeniden kuruyorum,
Aşkın en yalın, en derin hâliyle.
Ve sana hep
Koşuyorum...
Taha Bilal Mustafa Kekeç