2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1633
Okunma
bir sahil kasabasında...!
büyük bir aşkın,sesleri yankılanıyordu
nerde o eski sevgiler,dediğimiz günlerde
iki güzel insan ve iki güzel yürek,tanıdım...
aynı yerde doğmuş,aynı yerde büyümüş
ve aynı okuldan,birlikte mezun olmuşlardı...
salih ile meryemin,dillere destan sevdaları
kısa sürede,her yerde konuşulur olmuştu...
leyla ile mecnun,ferhat ile şirinin,tutkulu aşkları
sanki bir kez daha,yeniden yazılıyor ve yaşanıyordu...
bir çok film senaristi,bu aşka şahit olabilmek için
uzun yollardan gelerek,onları tanımak istiyordu...
Salih...
küçük yaşında ailesini,trafik kazasında kaybetmiş
ananesi ve dedesi ile,küçük ama huzurlu bir evde
mutlu ama,buruk bir hayat yaşıyordu...
Meryem ise...
kalabalık bir ailenin,yedi çocuğundan biriydi...
su gibi güzelliği görenleri büyülüyordu adeta...
kitap okumayı çok sever,kendisini aşk romanlarının
kahramanlarına benzetirdi...
bazen öyle kapılırdıki,sayfaların büyüsüne
yaşadığı yerleri kabullenmez,kendisinin o hayata
ait olmadığını düşünürdü...
ama kimseye belli etmez ve söylemezdi...
salihi hayata bağlayan,en güzel değerdi meryem
meryem’se salihle bir bütündü sanki...
o nereye gitse,peşinde bir gölge gibi,hiç bırakmazdı...
herkesin imrenerek izlediği,muhteşem bir aşktı bu...
salih askere gitmek için,gün sayıyor ve ayrılık
bir karabasan gibi çöküyordu üzerlerine...
beni habersiz bırakma salih ,her gün ara diye
sürekli hatırlatıyordu meryem...
tabiki arıycam,sen benim nefes alabildiğim dünyam
kimsesizliğimi unuttuğum,şefkat dolu yüreğimsin
bugün bir yere,helallik almaya gidecem gelirmisin...?
tabiki sorduğun soruya bak canım yaa...
bir süre yürüdükten sonra,mezarlığın kapısına gelirler...
ne işimiz var burda neden geldik...?
gel meryem bak burda yatanlar annem ve babam
salih mezarın başında ,ellerini açıp dua ettikten sonra
bak güzel annem sana kimi getirdim der...
meryemin gözleri dolar,ve salihin o hali derinden,yaralar onu
ben yarın gidiyorum,sizi ilk defa yanlız bırakacam buralarda...
nasıl dayanacağımı,bilmiyorum açıkcası...
siz yorulmayın diye,ben geldim size helal edin hakkınızı
ve sakın ağlama annem bir gün kavuşacam sana...
meryem daha fazla dayanamaz,ve salihe sarılarak
iki göz iki çeşme,sus canım ne olur sus,sen ağlama
güzel yüreğine,yakışmıyor böyle çaresizlik...
bu can bu bedenden çıkmadıkça,senin için yaşayacak...
ve hüzün dolu bir gün,yerini karanlık bir akşama bırakır...
ertesi akşam,terminalin yolunu tutarlar,saat onbirde
kalkacak otobüsün yolcusudur salih...
komşuları,arkadaşları,vede gözdesi meryem ordadır...
ananesi ve dedesi kalp hastası oldukları için
salih gelmelerini istememişti ama onlar yinede geldiler
ananesi boynuna sarıldı,bahtsız yavrum kınalı kuzum
demesiyle birlikte ,erkek kadın herkes ağlamaya başladı...
zor güç ayırdıkları salih,otobüse binerek el salladı...
artık sahip olduklarından yavaş,yavaş uzaklaşıyordu...
birligine teslim olan salih ilk meryemi aramıştı...
sensiz nasıl geçer burda günler bilmiyorum gülüm
alışmaya çalışıyorum sensizliğin bende yarattığı
karanlık ve dibi olmayan kuyuya zorda olsa sensizlik
alışmaya çalışıyorum işte gül yüzünden uzak kalmaya
ve bir zaman sonra,yazdığı mektuplara karşılık gelmez
telefonlar kesilir,haber alamaz meryemden salih
ailesininde baskısıyla,nişanlanmıştır meryem
günler su gibi akar geçer teskere yaklaşır
salih son çarşısında bir nişan yüzüğü alır gözdesine
içi kıpır kıpır ama bir hüzün vardır yüreğinde
tehris olan salih hiç vakit kaybetmeden memlekete yol alır
cebindeki son parasıyla taxsi tutar ve eve gelir
sokağın başında bir kafede görür onları ve o an
güzel bildiği herşeyin bir yalan olduğunu düşünür
bir kağıt alıp şu cümleleri karalamaya başlar
insana en büyük acıyı sevdikleri yaşatırmış
önce ailem sonrada sen ihanet ettiniz bana
ama benim katlanacak gücüm yok artık bu acılara
ben doğarken ağlamışım yaşarken ölmüşüm çokmu...
Erkan Şeremet
5.0
100% (1)