0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
48
Okunma
Tutamadım ellerini, kopup gittin babam;
Bir mevsim eksildi içimden, döküldü yapraklar.
Ne zaman kapı çalsa, yüreğim sana koşar,
Her ses, her adım “Belki babam…” diye çağırır beni.
Şimdi ne yana dönsem, gözlerim seni arıyor;
Hâlâ o eski koltuğun sana yer bırakıyor.
Anneme soruyorum: “Babam çarşıdan gelmedi mi?” diye.
Gönlüm kabullenmiyor gidişini baba.
Kulaklarımda çınlıyor sesin,
Sanki uzaklardan esen bir rüzgâr gibi.
Yorulmuş sesinle fısıldıyorsun:
“Hoş geldin oğlum… Gel bak, buradayım.” der gibi.
Ama ellerin yok artık,
Saça dokunan sıcaklığın yok.
Evin içinde eksik bir nefes gibi duruyor yokluğun.
Ben büyüdükçe, fotoğraflar küçülüyor babam,
Sen gittin ya…
Biz hep eksik bir masalın, yarım kalan kahramanlarıyız.
Ahmet her gün ağlıyor, alışamıyor yokluğuna.
Serkan desen, gözleri sürekli kapıda; heyecanla bekliyor geleceğin günü.
Bir sabah sessizce kapattın gözlerini.
Sen bizi yarım değil, darmadağın edip gittin babam.
5.0
100% (1)