2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1446
Okunma

I-
Fobi travması ruhumuza işleyen
Genetik bir endişe.
Anımızı,kişiliğimizi
Hata bütün zevklerimizi
Cebimizden çalıyor sanki.
Korku,
Esaret altında bırakıldığımız dehşet travması,
İşleyince içimize,kendi kimliğimizi,
Özümüzü,yaşadığımız yeri,
Bastığımız toprakları,
Kaldığımız şehirleri ve sokakları dar ediyor bize.
ve zehir zemberek olup çıkıyor her şey
Bakışlarımız sararıyor,
Bir cesedin suratı canlanıyor
Yüzümüzde sanki.
II-
Parke taşlarına değen ayak uçlarımız
Değmiyor işlemeli oyaya,
Parmaklarımız ayamız da seğirip duruyor
İstesek de yamyassı edemiyoruz,
ve dudaklarımız soğuk bir çöl iklimi oluveriyor
Gözlerimizde ise zamansız yaşlar akıyor
soluk almadan hem de.
Kadını,erkeği
Geleni,gideni
Öpüşeni,sevişeni
Fark edemiyoruz bile.
Kör yaşıyoruz,
Dilimiz kurudu,
Bütün sözcüklerin rengini unuttuk,
Okuduğumuzu ve dinlediğimizi
Anlamadan geçtik,
Hayat sabahtan ve akşamdan ibaret,
Zamanı anlayamadan yaşlanmak
ve sonra gözlerimizi kapayıp ölüvermek.
Şimdi diyorum da
Korkunun ve ecelin iklimine inat yaşayabilmek
Hem de tadını dimağımızda,dilimizde
Hata bütün uzuvlarımız da hissedebilmek.
Hayatın anlamı buydu
Korkunun kendi hükmünden ve gölgesinden çıkıp
Cesur adımlarla; mayınlara,
Patlayan namlulara,
Aldırış etmeden yürüyebilmek.
Yürüyebilmek korkunun üzerine
Yürüyebilmektir yaşamın iksiri.
17 ocak.
5.0
100% (7)