2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1599
Okunma
Bir fırtına esti,
Bizi yerimizden,yurdumuzdan
Yarimizden etti.
Bir fırtına esti
Kişioğlu esneyince
Yüreğinde közlenen duygular
Boca etti yeryüzüne.
Buğulandı bütün aynalar
Dizlerimizi döverek ağladık sabahlara kadar
Uzuvlarımızı saran bezlerimiz kurudu
Ve gözyaşlarımız sel oldu da
Kurudu ,kurudu
Sözcükler dimağımıza yapışıp kaldı.
Susuşların kıyametini yaşadık
Yalnızlığın bekaretini bozmadan
Bütün şehirlerde deliler gibi dolandık durduk,
Nerede duracağımızı,
Hangi durakta ineceğimizi
Bilemez olduk.
Bir fırtına esti
Kart vizitlere yansıyan
Resimlerimize
pusu olduk
Kendimizi tanımıyorduk
Ve ben miyim bu diyordum
Eşarbı boynunda dökülen
Yaşlı bir kadına,
Oğul diye içli bir şarkı
Çıkıyor yüreğinden ,
Kollarınla ,gere gere avuçlamak istesen de
Değmiyorum anne,
Değmiyorum ağzından çıkan hiçbir bültene ,
Uymuyorum bu hayatta ,
Uymuyorum sıcak tenine.
Biliyorum sıcak teninde
Şafağın alnımda parlattığı
O kızıl güneş var,
Yurdumun sıcaklığı ,
Yarin sıcaklığı ,
Vatan özlemi ,
Bir avuç kuruyan gözyaşı ,
Serin bir güney rüzgarı ,
Sonra batıdan karışan bir meltem.
Oy oy oy
Hasretlik arifin soluğunda eser sanki
Ve Yahyanın gemisinde gezinirken sessizlik
Dalgalar bizi hangi kıyılara vuruyordu.
Bir fırtına esti kabuğumuza
Ne biz kaldık ne üzerimizdekiler.
Şimdi içimizde bir özlem
Kımıl Kımıl bir yurt,
Bir vatan,
Bir yar
Ve ben..
13 Aralık
5.0
100% (3)