2
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1411
Okunma

Gözlerimiz değil, yüreğimiz uzağa dalar bizim
Ahraz sabahların yanağında doğan güneşe sarılız
Dövülen umutlarımıza şifa diye gözyaşımızı içiririz
Elleri buz tutan yarınlarımıza acılardan yatak sereriz
Deniz gözlüm, ah yüzünde haftasonunu barındıranım
Seninde yüreğin benim yüreğim gibi yandı mı
Gülüşlerinden öptüğüm çocuklar da beni gördün mü
Dicle olup aktın mı Anadolu’nun bağrından
Zaman, başı alevler içinde yanan bir çocuk olur
Seni, uykusuz saatlerin suskunluğu hatırlatır durur
Şarkıların sırtına yaslasam da kuşların konmadığı omzumu
Seni unutabilmenin bağrına visal olamıyorum
Çayımız kenarda üşümüştür, dudağımız komada
Göğüsleri kanayan "özledim" kelimeleri damlar
Yıldızlar gelip kaldır alnını, üzülme dese bile
Cehennem dolu bir hasret okşamıştır yüzümüzü
Dağılan tesbih taneleri kapatır sabrın yolunu
Kirpiğimizde kar, boran, fırtına koşmaktan yorulmaz
Yoksulluk olsa insan kader deyip geçer ama
Evladını kaybeder gibi bir sevda ağır gelir bu cana
Kapandığımız odalar, yakılan sayısız sigaralar
İçimizde duman değil, ölmeyen intiharlar sökülür
Bir telefon, bir mesaj çok yakındır bize fakat
Gece bitmiş, yine inleyen dağlarda solmuşuzdur
Şiir : Servan Erdinç
5.0
100% (5)