5
Yorum
16
Beğeni
5,0
Puan
820
Okunma

söndürün ay ışığını.
deniz fenerlerinin üstünü örtün.
kapat pencereni İstanbul.
tenhanda sakla gunahlarımı.
balıkçı oltalarının ucunda unuttum bekleyişimi
oltaya vurgun, idamlık bir balığa bıraktım umudumu
fısıldadım kulağına,
-neden yaptın?
-çok açtım dedi
zifirde bir banka oturdum
deniz avucuma doküldü
kanlı savaşlar görmüş hisar
önünde
Konstantinapolis’li bir aşığa anlattım
-kalabalık beni yoruyor
bir dal türkü istedim
çıkarıp eski bir rum türküsü
dumanını kapkara bir gemiye savurdum
bir tekne girdi araya
havada patlayan bir tokat
şimşek gibi çaktı gòzümde zaman
-çekil önümden tekne
kan ter içinde vurdum dalgalara
kestim şah damarını zamanın
her şey bir anda durdu
yaralandım
acı sıcacık sızıyordu kol düğmelerimden
topukları kıçına vuruyordu aşığın
güldüm
bir daha hiç aşktan sözetmeyecek
daha önce kacsaydı keşke
bir gülüşe affedebilirdim zamanı.
ağır ağır öldüm bânkın ucunda.
zamanı yendiğimi yazdı mecmualar
dedikodumu yaptı tarih kitapları
şurda oturup kendini seviyordu dediler
5.0
100% (13)