2
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
274
Okunma
Sesizlik;
sadece usulca bir gerilim,
toprağın altına sızan.
karanlık değil bu,
görülmez bir ışık
sıcak ve yönsüz.
yaklaştı ve dokundu.
gözlerinde uzun bir yoldan gelen
mektup ıslaklığı,
bir bilinmeze hasret.
hava ağırlaştı
içimde bir gölge
kendi yerini arar
her adımda düşer
depremlerle derinleşen yarıklara
avuçlarımda
kırık dizlerimin hengamesi.
kıpırtısız,
dipte gibi,
ardından
yavaş yavaş
sökülen katlar.
bir çizgi
İnce belirsiz,
sonra ıslaklığı
saçlarından dökülen yağmur,
sonra dağıldı.
dilim çözülmedi,
içimde bir şey bağırdı.
girdim bir şekilde
ihmal edilmiş sınırlardan.
önümde;
terk edilmiş bereketli topraklar,
sunaklar, vadiler.
dağlarında sakladım
dibi bulmuş sarhoşluğumu
korkuyu adımladım
kırıldı dayandığım ayak
kapısında vurdum
Delip deştim yalnızlığı
O an,
sınırın anlamı yoktu.
Ben yoktum.
Yalnızca
yutulan bir boşluk
ve köküne çekilen bir fısıltı
5.0
100% (4)