6
Yorum
10
Beğeni
4,9
Puan
1116
Okunma

Hayatin bir diliminde
papatyalardan sakal yapan,
kadınlar düşünüp ufukta gün uğurlayan.
yavru penguenlerden duruş kotarıp,
çocukların göz yaşını ıslak cadelerden toplayan.
gitmek istediğinde
kara trenler gibi
göğün boşluğuna bırakıp dumanını cigaranın,
Saat tamda yalancı bir merminin martılara nişan aldığı vakit,
balinalarla tokalaşıp
rotasını anlatan adam.
gidince,
dağlara iliştirip,
su yansımasında kadını...
Para saymayı bulut saymaktan daha değersiz bulan
adamları bir birine tokuşturup
ortaya çıkan bir söze tamah eden,
bin söze dönüp bakmayan
azabını suya, puslu gecelere,
karabataklara anlatan kadın;
emelleri için yılan derisinden yular dokur,
dünyanın yaşlı boynuna geçirir kement gibi.
kırışık,
makyajlı,
kirli suratına yatırır çıplak bedeni.
Başka hayatlarda bir satır aramaktan bıktım be çocuk
gitmeliyim
ben bunu seviyorum işte,
’hüznü avucumda tutup gülümsemeyi’
kıyamamayı mesela,
görmezden gelmeyi
önemsemeyi zaaflarına yenilen insanları.
gözünü açmayı bir kuşun
uçmasını izlemeyi.
Öyle işte çekip gidiyorlar be çocuk
gitmeni bile beklemiyorlar.
sanırlarki gitmek çoğuldur
bitirmek tekil.
izin vermeyeceğim sana şiir
daha fazla ardından bakma...
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)