ellerin keser beni habersiz, bir sır değil bu. acımıyorum da kendime
dinliyorum yolları
yollar unutulur, giden varsa
kadınlar hep vardır
suçluların ödülü kadınlar
erkekler o kollarda tutsaktır

iadesi olmayan bir bileti cebine koyuyorsun
cebinde olmayı dilerdim
bu müzik. cebine sığmak isterdim
bu arzu, dinmiyor

biraz daha kalsan
tutsan gidişini şimdiye dair
çevirsen başını, bir daha çevirsen- beni göremezsin
beni bir şehirde bilemezsin
sevmek, sevilme arzusuna aşk diyeni
bilmediği için hor göremezsin
istiyorum dersin, baştan aşağı bir şehir gibi nasıl olabilirim
seni öpemeyeceğim kadar uzak, anlatabilecek kadar yakın,
bu ikimizin de işine gelmezdi.
iffetli bir serzeniş gözlerini kaparsa
sen ellerimle toprağa savurduğum acının
tellerinde çalınan bir ama olabilirdin

konuşmalıyız, basit tarifi sevecenlik
yatağa ilgisiz değiliz
tam okunmamış kitaplar gibiyiz
sarılmak nedir tatmadık
buna tarifler gerekecek
eski olmadığı kadar uzak, tutup dilinin kuru coğrafyasını
keşfedilmemiş doğuna çağır
içtiğim zaman belli
sevgi bir medeniyet dili
gözlerin daha bir sıcak,
yüreğinin hafızasına inemiyorum
tüm deliklerinden boşalan yumurta akına
banılmış bir yaranın tezi yazılıyor
güneş ancak o zaman doğabilir

sen böyle bir sevmek hiç bilmedin
nasıl seviliyorsun, hiçten aza, azın bile fazlalık olduğu