11
Yorum
29
Beğeni
5,0
Puan
1340
Okunma
ve şimdi sen;
uykuya teslim rüyasın
uyanmasını beklerken özlenen aydınlıkların
kırıp sert kabuklarımı
derinlerde saklı incinmişliğimle
sığınıyorum adamlığına
bulutlardan düşler gibi toprağı
bir tohumun üzerine yağmanın kutsallığı
ayakta tutuyor aşkı
istersek
gözesinden içeriz kuyu kuyu susuzluğu
bırakmadan tek iz
kaç adem kayboldu koyu karanlıklarında evrenin
bir tek;
Yakubun sesiyle çınladı kuyular
Yusufa el veren gerçek,
unuttu kaybolmuşğunu insanlığın!
kalbim keder kıyamet
öksüz yanımla dünya acıya kulluk ediyorum
annesiz çocuklar yaslanıp göğüsüme ağlıyor!
nihayetinde
tutup çekiyorum uzayan zamanı saçlarından
ağız dolusu tükürüp yüzüne geçmişin
akıbetime sövüyorum...
ara sıra
kızıp tenine dokunmuş kadınlara
azmettiriyorum sevdayı
hasedimden dilimi esaretine alıyor arsız imgeler
dört yanım tövbelerden inşaa girdap
biliyorum,
hiç bir an´a verilmez ikinci şans!
dönüp bakmadan arkama
şükürle,
dar alıyorum mihrabında
boynumda ilmek incinmişliğim
dökülüyor etim kemiklerimden
ah be adam! şiire ağıt, şiire imge
ateş gibi seviyorum!
sude nur haylazca
5.0
100% (20)