0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1193
Okunma

Yazdığın tüm kelimeleri öperek
Kırk ikindi temmuz ayında
Gökçek Sevişler içinde
Bir bahara uyandım
Gün güneş mavi göm sarı
Kesin ritüel kıvamında
Bana dar gelecek siyah ten
Yanlışlar ısırığı içinde
Bir doğru bulmak zor
Sevgi çemberi
Melal bir okşama içinde
Okyanusları tuz kokusu kaplarken
Zeytin dalına kendimi astım
Beni bir lahza utandırmayan
Yeni alevli yeni kırıklı yeni gem
Yine akşam yine özlem yine hasret
Bir alev yudum yudum dehlizlerime boşalırken
Kemirgen başım düşler ile yorgun
Kızıl mavi dudaklı gezegende
Namus sokaklarını çınlata çınlata
Ellerimde ruh bakiresi benim saçlarımı okşuyor
Ceviz tadı yeşil ve kekrek
Bina ömrü uzun
İnsan kısa
Zamana kısa ölüme kısa
Bir Nemrut surekli içimde
Tahtı sallanan ağır bir Mana
Elimden korkuyu öperken
Ekmek boğazıma düğüm düğüm
Seni seviyorum
Çok özledim
Mektup masada
Durmaz
Meşhur meseldir
Çelik gibi müslüman doğurur analar
Gün batarken
Bir barut kokusu
Bacak bacak kokar iken
Betimlediğim ana kök hücrem
Çitlembik kahvesi gibi
Şeyda Şeyda örseler dilimi
Dudağımı
Biraz yavaş
Merak etmeyin
İnna lilleyhi ve inna ileyhi raciun
Zor cümlede karanfil kokar
Bize dünyayı cehennem eden kim öyleyse?