Nehir gözlerinde, kurşun izi var
O bakış sinemi, delip geçiyor
Bir bilsen sevdanın, ne çok gizi var
……Yâr elinden herkes, bâde içiyor
……El benim halime, gülüp geçiyor

Gezdiğin yerlerde, lale, gül açar
Menekşe, Lavanta, kokusun saçar
Ay yüzünü gören, kendinden geçer
……Sevdalı kalplere, ışık saçıyor
……Seven sevdiğini, alıp geçiyor

Kutlu sevdalara, değer mi gazel
Aşkın böylesi de, sevene özel
Gül’ün; ayla meşki, mehtapta güzel
……Gönül kuşu, yâre doğru, uçuyor
……Aşk denen ummana, dalıp geçiyor

Şu aşkın rüzgarı, esiyor başta
Canan geceleri, hayal de, düşte
Niye mi böyleyim, sevmişim işte
……Gözün gördüğünü, gönül seçiyor
……Bir tatlı huzurla, dolup geçiyor

Hafızam da hala, tatlı sözlerin
Mest ederdi beni, cilve, nazların
Aklımdan çıkmıyor, kara gözlerin
……Özlemler sarınca, uykum kaçıyor
……Sevdiğine selam, salıp geçiyor

Yüce dağ başında, duman var yine
Yarin hasretine, dayanmaz sine
Gönül bahçesini, sararken mine
...…En güzel yaylada, çiğdem açıyor
……Can’da, cananını, bulup geçiyor

Sevdanın ışığı, gözlere vurur
Aşkın karşısında, çirkinlik kurur
Kem gözle bakanlar, konuşur durur
……Bazısı sevdama, ömür biçiyor
……Lüzumsuz sazını, çalıp geçiyor

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ