Bademi, eriği, çiçekte gördüm
Bahar mı geldi ne, bizim ellere
Zambağı, çiğdemi, sümbüle sordum
Selamlar yükledim, o hoş yellere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Su yürümüş baktım, söğüt dalına
Gelincik, papatya, sermiş yoluna
Bir de türkü koymuş tatlı diline
Ne güzel yakışmış, koku güllere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Güneş gösterirken bize yüzünü
Alamazsın, manzaradan, gözünü
Çok severim, bayırını, düzünü
Baka kaldım, boz bulanık sellere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Kara kırlangıçlar, yakında gelir
Pardı altlarında, yuvası olur
Ne güzel uçarlar, bilenler bilir
Çıkasım gelirken, çamlı bellere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Tüm kuyular sular ile dolmuştur
Kuzu göbek, dolaman da olmuştur
Toprak ana, sevildiğin, bilmiştir
Suna inmiş midir, küçük göllere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Börtü, böcek, çıkar, bahar ayında
Hareket çoğalır, belde, köyünde
Mutlu olun siz de, gülümseyin de
Girer insan oğlu, halden, hallere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Çiçek açar, toprağında, taşında
Yurdu Lüzumsuz’un, hayal, düşünde
Çınar gölgesinde, bir su başında
Mızrap nasıl vurur, sazda tellere
Bahar mı geldi ne, bizim ellere

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ