1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
1324
Okunma

Güçlü bir ses çıktı ortaya
o çemberi üzerimize kıvırdığımızda
havada akşam işaretleri...
sarı bir gökkuşağı çizip
içine atmanın tüm geçirilmişi
Yalnızlığı almışım
ayrışmışım kalabalıklardan
Rüyaların arasındaki
aynada onun buğusuna çarpıyor görmek
hiç mühim değil
çoktan vazgeçtim ben ışıktan...
Hep düşündüm
kapıları açıp
bir kaçma parodisi
belirsizlikten
her gece bir mektup gibi
hikayeleri vardı birde ince yazısı
herkes şaşırdı yıldızları görmesini
ve konuştu o birini karşına alıp
belkide hiç olmayacak birini
herkesi inandıramadı ...
Ellerime yazdım
her geçen gün
eriyen zaman
izlediğim gölgeler..
örümcekler besliyorum içimde
Bir taş batıyor
göğsümde bir taş
hangi sınıra kadar dolabilir sevmek
çiçek kaç yaprağa değin açabilir
ben kaç kez daha dirillebilirim
kaç gizliyi saklayabilirim eteğimin altında
bir itiraf dudaklarımda titrer
kaç kez daha dikebilirim dudaklarımı birbirine.
Hiç bıkmayacak anılarla kaplıyım
göğsümde yatışmayan birşeyler
anılarımı asıyorum..
Beklemek
bir vagonda
uçsuzca
haledemediğin dertlerinle
ve yalnızlık sızlar
karanlığın çemberlerinde.
ellerime değerken çizgiler ...
5.0
100% (3)